3 Aralık 2008 Çarşamba

Dinar Bando'suyla Turneledik!

Onları bilenlerimiz "Saykodelikdeşik" albümleriyle ve "En Güzel Kadın İstanbul" klibiyle biliyor. Sahne performansları izlenmeye değer bir psychedelic rock grubu olan Dinar Bandosu'yla İstanbul, İzmir, Gönen turnesinde beraberdik.

Bilenlerimiz grubu Asaf Zeki Yüksel'in çaldığı sayıca fazla ve enteresan enstrümanlarla da oldukça yakından biliyorlardır.Grup bugünlerde İstanbul'da ve İstanbul dışında konserlerini sürdürmekte. Biz de onlarla beraber İstanbul'da başlayan ve Gönen'de son bulan turnelerindeydik. Kadıköy meydanında son derece keyifli zaman geçiren ve geçirten Dinar Bandosu, bu konser esnasında sahneye izleyiciler içinden en çok dans edenleri çıkardılar. Bunların başında ise herkesi dansıyla kendine hayran bırakan ancak adını da bilmediğimiz bir amca geliyordu. Performansı izlenmeye değerdi. Elindeki boncuklu, pullu kırmızı yaldızlı kemerle Asena'ya taş çıkartırcasına göbek atıyordu. Sonradan dayanamayıp sahneye çıkan Kadıköy'ün darbuka çalan ve selpak satan çocukları ise hem darbuka eşlikleri hem de danslarıyla izleyicilerin çok daha keyiflenmelerini sağladılar. Konserin sonuna kadar sahneden inmeyen çocuklar, Dinar Bandosu toparlanırken, mikrofonu da grubun solisti Ali Asaf Sarıca'nın elinden almayı ihmâl etmediler. Ama çoktan sistem kapanmıştı, onlar da Dinar Bandosu'nun ardından sahneyi terk ettiler.

Dinar Bandosu konser sonunda hiç zaman kaybetmeden eşyalarını bekleyen araçlarına yüklediler ve biraz da yorgun atmak için Kadıköy'ün sokaklarında, gece 02:00'da hareket edecek olan araçlarında buluşmak üzere dağıldılar. Hareket saati geldiğinde ise herkes araca kurulup uyuklamak için çoktan hazırdı. Oysa uyumadan ve feribota binilmeden önce yapılması gerekilen bir şey vardı. Grubun gitaristi Ali Ece yanında "Atla Gel Şaban" filminin vcd'sini getirmeyi uygun görmüştü (halen izlemediyseniz izleyin, izlediyseniz de bir daha izleyin). Grup'ta da en sevilen filmler olarak geçen Şaban filmlerine asla hayır denmezdi. Oldukça keyifli bir biçimde izlenen film, feribota kadar deliksiz izlendi. Feribotta ise ayran ve tosta eşlik eden bir de Ali Ece'nin askerlik anıları vardı. Feribot iskeleye yanaşırken ise ayranın da etkisiyle herkes uyku moduna çoktan girmişti. Arada bir mola verilerek İzmir'e ulaşılmıştı.

İzmir'in içinde ise Foça'ya gitme ve Ege Deniz'inde yüzme kararı verilmiş ama ne şoförümüz ne de gruptan hiç kimsenin Foça'nın konser mekanına uzaklığını bilmiyordu. Yola devam edildi. Mola yerinde yemek yememiş olan solistimiz Asaf ise açlıktan yol üstünde gördüğü ferforje ve kereste atölyelerini çoktan kesmeye başlamıştı. Dolayısıyla en uygun yerde duruldu ve son derece keyifli yemekler yenildi. Grubun asıl gurmesi olarak bilinen yemek uzmanı davulcumuz ve bilumum perküsyon aletinin üstadı Yılma Karatuna bir projesi yüzünden İstanbul'dan uçakla İzmir'e ineceğinden gurmelik işini bir süreliğine gruba yeni katılan ancak gruba hiç de yeni katılmış gibi görünmeyen bas gitarist Feryin Kaya'ya geçici bir süre için de olsa bırakmıştı. Ali Ece ise her yemekte aynı cümleyi kuruyordu: "Grubu kurdun abi sağol sayende yiyip içiyoruz' diye kimse de bir teşekkür etmiyor yahu!" yemek aralarında ise mp3 player'ından kendisine seslenen Sisters of Mercy'i öven konuşmalar yapmayı ihmal etmiyordu. Yol boyunca gruptan söz eden Ali Ece'ye ise gruptan tepkiler "offf abi yine mi sisters…" şeklinde geliyordu. Foça’dan çoktan vazgeçilmiş, herkesin gülen yüzü Foça'da denize girmekten çok daha keyifli zaman geçirildiğini biliyordu. Konser mekanına oradan da otele eşyalar bırakıldı ve sound check için zaman olduğundan İzmir'in (en azından Alsancak ilçesi) bütün güzelliklerinin bir parça da olsa tadına varıldı.

Konser saatinde ise hep bir ağızdan söylenen Dinar Bandosu şarkıları, "ya Dinar Bandosu İzmir'de ilk defa çıkmıyor muydu herkes neren biliyor bütün bu şarkıları?" sorusunu akıllara getiriyordu. Gerçekten Dinar Bandosu'nun İzmir'deki ilk konseriydi ama buna rağmen, herkes hep bir ağızdan bütün şarkıları söylüyor ve dans ediyordu. Hatta Kadıköy konserinde olduğu gibi sahneye çıkıp dans eden arkadaşlarımız bile oldu.

Konser sonunda hiç bekleme yapılmadan derhal Gönen yoluna koyulduk. Herkes oldukça yorgun olduğundan sabaha kadar sürecek olan yolda, sadece Susurlukta mola verilerek uykulara devam edildi. Gönen'e varıldığında herkes odalarına çekilerek yarım kalan uykuları yarı bölünmüş halde dinlenmeye koyuldu. Tabii ki turne oldukça keyifli ama bir o kadar da yorucuydu. Akşamki konsere ise zinde çıkılmalıydı. Uyanan soluğu Gönen'in güzide pidecisinde alıyor ve boş midelerini dolduruyordu. Ali Ece'de yine aynı cümleyi sitemle tekrarlıyordu: "Grubu kurdun abi sağol…". Sound check derken konser. Gönen'in belki de tek ama son derece keyifli mekanı olan Sanat Cafe&Bar'da herkes yerini almıştı. Kışın kapalı bir mekan olan barın yazları üst tarafı açılıyor ve açık hava mekanı olabiliyordu. Biz oradayken ise hava bir öyle bir böyle olduğundan yarı açık mekan olarak Sanat'ı görebildik (Gönen'e yolunuz düşerse, hele bir de orada bir grup konser veriyorsa mutlaka uğrayın).

Dinar Bandosu, Gönen konseri İzmir ve İstanbul'daki konserler kadar renkli karelere sahne olmasa da grubun keyfi yerindeydi ve saat 12'ye kadar neredeyse hiç ara vermeden çaldılar. Gece Gönen'de konaklamak yerine İstanbul'da evlerinde uyumak isteyen grup yine yollardaydı. Ama bu sefer dönüş yolunda. Gelişte olduğu gibi dönüşte de yola bir filmle koyulundu. Takıldı VCD player'a "her şey çok güzel olacak" başlandı izlenmeye, derken uyku halleri, sessizlik, İstanbul'da evlerimizdeydik. Yol da konserler de, grubun keyifli muhabbetleriyle ve hareketli müzikleriyle çabucak geçmişti. Şimdi ise yeni Dinar Bandosu konserleri ve özellikle de Ali Ece, Asaf Sarıca, Asaf Zeki Yüksel (ağabeyimiz), Yılma Karatuna ve Feryin Kaya'nın Sisters of Mercy'li, Velvet Underground'lu, BaBaZula'lı, Nekropsi'li, Pixies'li, Syd Barrett'lı, Erkin Koray'lı, Şener Şen ve tabii ki Kemal Sunal'lı muhabbetleri ve Thereminli, ağız arplı, trompetli, saksofonlu, bol pedallı, inek çanlı müzikleri için bir dahaki konseri beklemek durumundayız. Önümüzdeki günlerde çeşitli mekanlarda psychedelic, deli dolu, Şener Şen'li, Kemal Sunal'lı, eğlenceli, "mini etekli", "Leyla Halid"li, "Murat 124"lü, "Cüceler"li, "Hepimiz Zenciyiz"li, "Nimet Bela"lı Dinar Bandosu konseri olacaktır. Bence kesinlikle kaçırmayın, deneyin müptelaları olabilirsiniz…

Özge Ç. Denizci
-18 sayı 113
ozgedenizci@gmail.com

1 yorum:

NWO Observer dedi ki...

Visit this blog. Thank you!

Savruk Yazılar 003 (13 Temmuz Datça- Mesudiye Yangını)

Kask, power bank, su, kumanya, sağlık çantası, kafa feneri…   Yanmaz eldiven, yanmaz gözlük, yanmaz pantolon, yanmaz ayakkabı… Hop orada dur...