3 Aralık 2008 Çarşamba

Her Bakımdan Çeşidi Bol Enstrüman Gayda / Tulum nam-ı diğer Bagpipe

Gayda tulum mudur ya da tulum gaydadan mı türemiştir? İşte size cevabı:
Ha Bu Bizim Tulim Olmiş Gayda!

Dünyanın pek çok ülkesinde kullanılan tulum, diğer adlarıyla; Bagpipe, Gayda, Cimpoi, Bock, Duda, Koza, Diple, Sabouna, Tsambouna, Mezoued/Zukra, Gajdy, Çiboni ya da Gudastviri ve daha pek çok ismiyle de bilinen söz konusu enstrüman paylaşılamayan dünya çalgılarından biridir.

Oysa bu paylaşılamamanın çok basit bir açıklaması da yok değil. Enstrümanlar da topraktan elde edilen ürünler gibi çeşit çeşittir. Yani bazı topraklarda (iklim koşuluyla ilgili olarak) kimi ürünler yetişemiyorsa aynı şekilde bazı yerel enstrümanlar da kullanılan malzeme itibarıyla farklılık gösterir. Ancak aynı üründen başka başka yerlerde de bulunabilir.

Başka bir ifadeyle, Antalya’da yetiştirilen portakalın benzer çeşidini Roma’da yine aynı manzarayla (sokaklara dökülmüş) görmemiz mümkün. Enstrümanlar da böyledir işte. Kullanılan çalgıların pek çoğu iklimseldir. Eğer bir toplum, hayvancılıkla uğraşıyorsa orada mutlaka hayvanın bir uzvundan imal edilen enstrüman çeşitleri vardır. Evet kesinlikle bana da bazen bir hayvanın uzvundan bir şey imal etmek oldukça itici geliyor. Ancak müziksiz bir üretim, paylaşım ve yaşam alanı düşüncesi daha da itici hatta tüylerimi ürpertecek kadar ürkütücü geliyor. Kısaca, toplumlar her neyi üretiyorlarsa, genellikle aynı üründen de farklı farklı enstrümanlarını imal ederler.

Tulumun da hikayesi tam olarak burada başlıyor. Kimi rivayetler, tulumun gayda olduğunu ve Avrupa dan geldiğini söylerken, kimileri her zaman bunun tam tersi olduğunun altını çizer. Bunlardan biri de müzikolog M. Ragıp Gazimihal’dir. O da, "Gayda sözcüğünün tulumla aynı anlamda kullanıldığını, Bitlis ve Urfa- Harran'ın Gayda isimli köylerinin olduğundan hareketle Türk boylarınnı bulduğu bir çalgı olduğu" (Kaynar, 182) gibi bir açıklama ile Tulumun Türk olduğunu iddia etmektedir.

Eh tabii ki göçler, seferler bir biçimde dünya üzerindeki pek çok şeyin yerinin değişmesine izin vermiştir. Geçirgen olan toplumlar çok daha fazla materyale sahip olmuştur. Üstelik enstrümanların sadece yerleri değil, kendileri de form ve tını bakımından farklılaşmışlardır.

Tulum, çoğumuzun Doğu Karadeniz bölgemizden, kimi zaman müthiş hızlı olduğu için izlerken dahi baş döndürebilen horonlarına eşliğinden aşinayız. Kimi zaman da içli içli çalınır tulum Karadeniz’de. Ama Türkiye’de sadece Karadeniz bölgesi’nde değil Trakya’da da Gayda adıyla kullanıldığı biliniyor. Bunun dışında ise,Ali Rıza Yalgın Cenup’ta Türkmen oymakları adlı geniş araştırmasının Cenupta Türkmen Çalgıları” bölümünde “tulum”un yakın yıllarda “KARKIN” adıyla Çukurova’da kullanıldığını belirtiyor. O halde yurdun salt belirli bölgelerine özgü olmak yerine çok yakın zamanlara dek pek çok yerinde kullanılan bir çalgı olduğunu söyleyebiliriz. Şu kesin ki değişik adlarla yurdun hemen her yerinde konuşma dilinde de olsa yaşamaktadır(Kaynar, 181). Bu veri aslında bir biçimde bizim “toprak ve enstrüman ilişkisi” ve Anadolu’da yaygın kullanımının Karadeniz olduğu teorilerimizi de doğruluyor.

Bu çalgının pek çok farklı isim, tavır ve form biçimiyle bir çok ülkede kullanıldığını söylemiştik. Örneğin, en çok bilinen yerlerden biri meşhur Gayda ismiyle İskoçya’dır. Bunun da sebebi İskoçların ulusal kıyafetleriyle olduğu kadar enstrümanın icrasıyla da ulusal değerler bakımından oldukça dikkat çekmeleri olabilir.

Öte taraftan yaygın kullanım alanları olarak, farklılaşmışlıklarıyla da olsa Makedonya, Romanya, Bulgaristan, Macaristan, Çerkezya, Sırbistan, Arnavutluk, Azerbaycan ve Ermenistan, Gürcistan hatta Yunanistan, İspanya ile Fransa ve İtalya’nın çeşitli bölgeleri gösterilebilir.

Peki bu çalgı nasıl yapılır, nasıl icra edilir ve ülkelere göre farklılıkları nelerdir? Tulum diğer yaygın adıyla gayda, genellikle oğlak veya süt kuzusundan, büyükleri ise keçi ya da koyun derisinden yapılır. Yapılmak istenilen tulum için hayvanın derisi, hayvanın karnı yarılmadan, boyun, arkası ve bacak kısmından delikler kalacak şekilde yüzülür. Derilerin tüyleri alınır ya da bazen, deri zedelenmeden çıkarıldıktan sonra tüylerinin kendiliğinden dökülmesi için birkaç gün küllü suda bekletilir. Bundan sonra ön ve arka delikler bağlanarak ters çevrilir. “sağ ön ayağa “goda”, “lülük” gibi adlarla anılan üflenecek oyulmuş ağaç; sol ön ayağa da asıl sesi çıkaracak olan “Nav” adlı zurna takımı yerleştirilir. Bu “zurna” aslında, “kaval” ya da “çifte”ye daha yakın olup, tuluma uygun özel bir yapıdadır. Nav’ın ses çıkaran kısmı “zizmak” adlı dilli-düdüktür.” (Kaynar, 182). Bu dilli-düdükler, en az iki en çok dört tanedir. Nav’ın başına ise kalak görevi görecek bir biçimde ters olarak, gürlüğü de sağlayan öküz boynuzu takılır. Ancak üflenecek aparat, genellikle boynuz olarak bilinen kalak ve düdük kısımları her zaman bahsettiğimiz malzemelerden yapılmayabilir. Örneğin bagpipe’larda bunlar metale ve onları birleştiren plastik parçalardan da yapılarak metal teflonlanabilir.

Her nerede olursa olsun bu enstrümanı diğer enstrümanlardan ayıran en büyük özellik, enstrümanın takılan düdüklere bağlı olarak çok sesli yapıda olmasıdır. Enstrüman icrasına başlamadan önce önemli ölçüde hava ile doldurulur. Bu hava ile doldurulan tulum, koltuk altına alınır ve hafif hafif bastırılarak, düdüklere giden hava yoluyla ses elde edilir. Bu seslerin ne olacağının belirlenmesi ise, deliklere hükmeden parmaklara kalır. Bu delikler kullanıldığı ülke ve hatta bölgelere göre sayı bakımından farklılıklar göstermektedir. Örneğin, bazı yerlerde sadece drone (yani tutucu ses) olarak kullanılması için ilk düdüğe sadece bir delik açılabilir. İkinci düdük ise beş ya da daha fazla delikli olabilir. Ya da her ikisinde de beş veya daha fazla delik olma olasılığı yüksek tulum/gayda/ bagpipe’lar da bulunmaktadır.

Aslında tulumun icrası uzaktan göründüğü kadar da kolay değildir. Çünkü nereden baksak o tulumu doldurmak için sağlam bir diyaframa ve dengeli bir kola ihtiyaç vardır. Oturarak ya da ayakta iki türlü de çalınabilen enstrümanı tutuş ve üfleyişte diyafram kullanıldığından icracının dik bir pozisyonda oturmasını gerektirmektedir. Bu enstrüman başka ülkelerde kadınlar tarafından da çalınıyor olsa da yaygın olarak erkekler tarafından kullanılmaktadır. Özellikle de Türkiye’de kadın icracısı pek bulunmamaktadır. Oysa Türkiye’de bunu görmek beni oldukça heyecanlandırırdı (etrafınızda hem kadın olup, hem de tulum çalan birileri varsa lütfen haber edin ve şu garibi sevindirin). Pek çok yerde kulanı alanları farklıdır. Bazen düğünlerin vazgeçilmez çalgısı olan tulum, bazen imecelerde, bazen eğlencelerde, bazen de vokal eşliklerinde ya da solo icra biçimlerinde kullanılır.

Tulumun bu coğrafyadaki tarihçesi için, 923 mübadelesi öncesinde Trabzon’lu Rumlar tarafından kullanılan bir alet olduğu düşünülmektedir. Evliya Çelebi seyahatnamesinde tulumun tanımına uyan bir biçimde tanımladığı enstrümanı Trabzon Lazları'nın bulmuş olduğunu söylemektedir.

Türkiye’deki icracılarının hemen hepsi Karadenizlidir ve neredeyse çoğu aynı zamanda Karadeniz kemençesi konusunda da uzmandır. Örneğin Birol Toplaoğlu Laz kimliğiyle olduğu kadar Laz müziklerinde uzman olması konusunda da bazılarımızın anımsayacağı bir isim olacaktır. Topaloğlu Türküye’de tulumu hakkıyla icra eden isimlerdendir. Bir diğer isim ise, yakın dönemde kaybettiğimiz müzisyen Kazım Koyuncu’ya da eşlik etmiş olmanın yanı sıra, Türkiye’de Gürcü müzikleriyle öne çıkan Bayar Şahin’e de albümlerinin yanı sıra konserlerinde de eşlik eden Mahmut Turan’dır. Mahmut Turan’ın icrası ve icrasındaki tavrı tulumun nasıl çalınacağını net bir biçimde göstermektedir. Yine Kazım Koyuncu’yla beraber çalışmış olan bir diğer isim de Selim Bölükbaşı’dır. 1980 doğumlu Bölükbaşı, Birol Topaloğlu ‘Sultan’s of the Dance’ ‘Anatolia’ ‘Şaman’ ‘Anadolu Ateşi’ gibi halk oyunları projelerine tulumuyla eşlik etti. Hatta yine Birol Topaloğlu’yla birlikte ‘Hevia’ grubuyla gayda ve tulum düetin gerçekleştiren isimler arasında yer aldı. Bu usta isimlerin arasında, Şükrü Parlak, Osman Yazıcı, İsmail Avcı, Remzi Bekar, Cengiz Alkan’ı da saymamız gerekir.

Dünya çapında da pek çok gayda /bagpipe virtüözü bulunmaktadır. Bunlardan biri 2005 yılında yılın BBC radyosu İskoç genç müzisyeni ödülünü alan Stuart Cassells’dir. Cassells’in ünlü bagpipe rock grubu Red Hot Chilli Pipers’la birlikte çalıştığı da biliniyor. (yalnız bu nokta da durmamız ve bu bahsettiğimiz grubun Red Hot Chilli Peppers olmadığını vurgulamamız gerekiyor.) Red Hot Chilli Pipers’la çalışan tek bagpipe icracısı da üstelik Cassells değil. Casselles’ın yanı sıra, Willie Armstrong, Kevin MacDonald gibi isimler de bu grupla beraber çalışan bagpipe virtüözlerinden.

Yine bir çoğumuzun özellikle de etek kaldırıp popo sallama sahneleri ve Mel Gibson’un oldukça başarılı oyunculuğuyla yakından bildiği Breaveheart filminin soundtrack’ından hatırlayacağı bir isim olarak Eric Rigler’dan bahsetmek gerekir. Rigler, bagpipe konusunda olduğu kadar besteci kimliğiyle de öne çıkan müzisyenlerdendir. Eric Rigler’ın aynı zamanda Ronald Reagan’ın cenaze töreninde de çalan gaydacılar arasında olduğu düşünülüyor.

Bu popüler isimlerin yanı sıra, daha başka pek çok öne çıkan gayda icracısı bulunmaktadır. Örneğin, Rufus Harley, Neil Dickie, Fred Morrision, Bulgar gayda icracısı Svetlyo Zhilev ve geçtiğimiz günlerde albüm fotoğraflarını çektirmek ve İspanyol basınıyla röportajlarını gerçekleştirmek üzere Türkiye’ye gelen ve Ayasofya müzesinin girişinde gayda çalmasıyla dikkat çeken İspanyol gayda sanatçısı Jose Angel Hevia bu isimler arasındadır.

Bütün bu isimlerle ilgili olarak internet sitelerinde bolca kayıt ve bilgi bulunuyor. Özellile de Myspace’de de konuyla ilgili enteresan linkler bulunmakta. “A bagpiper” ve “Red Hot Chilli Piper” bunlardan sadece ikisi.

Özet olarak bu enstrüman başlarda da söylediğimiz gibi çalınması göründüğü kadar basit olmayan, tınısal olarak da oldukça ilginç olabilen bir enstrümandır.

Gayda, bagpipe, Türkiye’de yaygın adıyla tulum için, pek çok alternatif albüm bulmak mümkün. Bunlardan bazıları her ne kadar Türkiye’de az bulunuyor ya da bulunamıyorsa da bu alana ilgi duyanlar için küçük bir liste verebiliriz.

Albüm Önerileri

  • Carlos Nunez, Brotherhood of Stars
  • Blackwater, J'ai Enterré Ma Femme Et J'ai Dansé Sur Sa Tombe
  • Eric Riggler, Breave Heard Sountrack
  • Mike Katz, A Month of Sundays
  • A Piping Hot Christmas
  • A Scottish Soliter
  • The Soubuna of Mykonos
  • Bagpipes & Drums from Scotland - Scotland The Brave
  • Birol Topaloğlu, Lazuri Birabape-Heyamo
  • Birol Topaloğlu, Aravani
  • Birol Topaloğlu, Lazeburi-Arşiv ve Derlemeler
  • Birol Topaloğlu, Ezmoce-Rüya
  • Kazım Koyuncu, Viya
  • Kazım Koyuncu, Hayde

Kullanılan Bazı Kaynaklar

  • Kaynar, Ümit, Türk Halk Kültürü ve Halk Müziği, Ege Yayıncılık, İstanbul, 1996
  • Öztürk, Özhan. Karadeniz Ansiklopedik Sözlük.Heyamola Yayıncılık. İstanbul. 2005
  • http://musiced.about.com/od/windinstruments/p/bagpipes.htm
  • http://en.wikipedia.org/wiki/Hevia
  • www.redhotchillipipers.com
  • http://selimbolukbasi.com/content/view/1/1/
  • http://www.mahmutturan.com/index.php?option=com_content&task=view&id=12&Itemid=32
  • http://www.bbvideo.org/video/CbQ2Oe84iOo/selim-blkbatulum-egzesiz.html
  • http://www.karalahana.com/muzik/tulum.html
  • http://www.lastfm.com.tr/music/?q=bagpipe
Özge Ç. Denizci
Volume Dergisi 2008

Hiç yorum yok:

Savruk Yazılar 003 (13 Temmuz Datça- Mesudiye Yangını)

Kask, power bank, su, kumanya, sağlık çantası, kafa feneri…   Yanmaz eldiven, yanmaz gözlük, yanmaz pantolon, yanmaz ayakkabı… Hop orada dur...