20 Mayıs 2009 Çarşamba

Def / Tef/ Tambourine/ Pandeiro: Her sese, her türe, her yere özgü…

Tef, bulunduğumuz coğrafya içinde pek seviliyor. Gazinolarda, konserlerde müziğin coşkusunu hissetmek için kullanmaya ise bayılınıyor. Ritim kaçıran birinin elinde çok çekilmez bir sesi olabiliyorken biz ona da coşkudan “şahane” diyoruz. Dans ederken onun “şak şuk” sesi coşkumuzu ise daha da artıyor.

Bahsettiğimiz enstrüman aslında teknik açıdan oldukça basit bir çalgı. Çünkü bir kasnak, ona gerilmiş deri ve zillerden ibaret. Yine de, açık bir biçimde genelde kasnağa gerilen derinin koyun derisi, dana işkembesi olduğunu, (makbulünün oğlak derisinden yapıldığı yaygın olarak biliniyor) derinin kasnağın iç tarafına çakılan çivilerle tutturulduğunu söyleyelim. Zilli teflerde, kasnağın genelde 3 yerine oyuklar açılır ve pirinçten yapılan madeni levhalar / ziller takılır.

Aslında tef çalınmadan önce ön yüzü ısıtılır başka bir deyişle tavlanır. Enstrümanın icrası parmak vuruşlarıyla gerçekleşir. “Ziller def sallanarak ya da kuvvetli parmak darbeleriyle oynatılarak çalınır”(Ümit Kaynar, Türk Halk Kültürü ve Halk Müziği, Ege Yayıncılık, 1996).

Çok çok eski çağlardan itibaren varolan bu çalgının Mezapotamya, Ortaasya ve Anadolu’da kullanıldığı biliniyor. Asur kabartmalarında da enstrüman görülüyor.
Anadolu’da Eskiden beri…

Eskiden yeniye tef

Tef, Osmanlı Saray Müziğinde genellikle uda eşlik için kullanılırmış. Ancak bunun dışında dini müziklerde de kullanıldığı biliniyor.

M.S. 1341’de Şiraz’da yazılmış bir Şahnâme (içinde mistik öğelerin bulunduğu, tarihi ve kültürel bilgiler içeren destansı uzun edebi metinler)’nin minyâtürleri çalgıcı kadınların elinde tef betimleri bulunuyor. 15. yüzyılda Timur sarayında Timur için düzenlendiği düşünülen bir eğlence sahnesinde tef çalınır. Yine 15. yüzyıl Fatih dönemine ait bir minyâtürde de tef çalan kadınlar görülür. 16. yüzyıla ait minyâtürlerde de def çalan kadın müzisyenleri görmek mümkün.

Eskiden vahşice bir biçimde oynatılan ayılar tef eşliğinde oynatılırdı. Davula nazaran daha az gür sese sahip olan tef genelde kapalı alanların vazgeçilmez enstrümanı olmuş. Ancak enstrümanın kapalı alanlarda çalınıyor olmasının tek sebebi tabii ki sesinin cılız olması değil sadece. Aynı zamanda kadınların dışarıda raks edip, şarkı söylemelerinin de ayıp olması. Anadolu coğrafyasında her dönem ve her yerde neredeyse ayı oynatıcıları dışında hep kadınlar tarafından icrası yapılan bir enstrüman. Örneğin, Adnan Saygun, Artvin yöresinde de zilli ve zilsiz tef kullanıldığından bahseder. Enstrümanın icrasının yalnızca kadınlar tarafından yapıldığını söyler. “Defi yalnız kadınlar çalar; düğünlerde en çok kullanılan sazlardan biri olan defe kadınlar “lililli” denilen nakaratlarla müracaat ederler.”
“Çankırı’da özellikle de Ahilik dönemlerinden kalma “Çankırı Yaren Sohbetleri”nde “Arap Verme Usulü”nden bahsedilir. Sohbette, zilli Maşa ile def’in isimleri “Arap”olarak adlandırılır ve 12 telli saz, gırnata, keman, tef, zilli Maşa, kaşıktan oluşan saz takımı icralarını gerçekleştirir” (Mehmet Öcal, Türk Halk Müziğimizde Toplu Çalma-Söyleme Geleneği).

Çalgının eskiden beri kullanıldığından bahsedip de Karagöz oyunlarında kullanımından bahsetmemek olmaz. Perde arkasında pek çok farklı enstrüman kullanılır. Ancak tef bunların başında gelir. Oyunun başından sonuna kadar tef efektif bir biçimde oyunun hareketlerini kulağımızla da izlememizi de sağlar. Perde de elbet tef sesiyle açılır.
Tef diyince bir de Adile Naşit’li, Kemal Sunal’lı Türk filmleri geliyor aklımıza. Onları da yad etmeden geçmeyelim. Tosun Paşa’dan Yedi kocalı Hürmüz’e, Şabanoğlu Şaban’dan, Kanlı Nigar’a özellikle dönem filmlerinin hepsinde tef çalan bir kadın görüntüsü vardır.

Dâ’ire / Daira/ Tambourine / Pandeiro / Def / Tef…

Görüldüğü üzere enstrümanın kullanım alanı Anadolu’nun pek çok yerinde oldukça geniş. Ancak dünyanın hemen her bölgesinde şarkıların dekoratif bir parçası olarak kullanılıyor. Kuzey Afrika’dan Türkistan’a birçok ülkede değişik çeşit ve yapılarda “Araplar'dan İspanya yoluyla Avrupa'ya geçtiği ve adına Tambour de Basque (Bask Tamburini) denildiği söylentiler arasında.

“19.yy’a kadar tef, İran’ın ana ritmik çalgısı ve Sufilerin sema gösterilerinde de kullanılan bir çalgıydı. 19.yy’da ise, “zarb” klasik gelenekteki yerini aldı ve tef sadece köylerde, kasabalarda varlığını sürdürdü. Son 15 yıl içinde tef geleneksel müzik yapan topluluklara tekrar dâhil edildi” (Sema Ersoy, Geleneksel İran Müzik Tarihine Genel Bakış…).

İslam öncesi Araplar iç tarafına ziller takılmış teflere dâ’ire diyorlardı ki bu terim hala geçerliliğini koruyor. Daira, İran’da sadece küçük zilli teflere verilen isimken, Gürcistan’da sadece iki el ile tutularak, parmakla ve avuç içi ile çalınan tahta kasnağın tek tarafına ince demir halkalardan geçirilmiş ip gerilmiş deriden yapılan çalgıya verilen isim. Öte taraftan, Özbekistan ve tacikistan’da da enstrümana doira deniliyor.

Türkçede geçerli bir diğer adı da def olan çalgının bu ismi aslında Arapçadan geliyor. Hindistan’ın Güneyinde kanjira veya ganjira adıyla biliniyor ve daha çok Karnatik müziklerde kullanılıyor.

Bunların dışında, Şamanların özellikle ateş etrafında dans ederken kullandıkları bilgiler arasında. Tef, Rembetiko müziğinin vazgeçilmez enstrümanları arasında. Pandeiro adıyla Brezilya’da Samba, Coco müziklerinde kullanılıyor. Pandeireta veya pandereta adıyla da İspanya ve Portekiz’de var. Arap müziklerinde kullanıldığını söylemiştik oradaki diğer adlarından biri ise rik. Rusya’da Buben olarak bilinen enstrüman, Ukrayna’da bubon, Polonya’da beben, Çek’de buben olarak biliniyor. Bu ismin ise köken olarak Yunancadan geldiği düşünülüyor.

Her türde tef…

Tefi Beat, Rock, Pop her tarzın vazgeçilmez enstrümanı olarak da tanımlayabiliriz. Çünkü aklımıza bile gelmeyecek şarkıların içinde bile bu enstrümanla karşılaşıyoruz. Örneğin Beatles, 1962’de Love Me Do'nun albüm versiyonunda, Don't Bother Me, I'll Cry Instead, Everybody's Trying to be My Baby, It's Only Love, Wait, We Can Work It Out, Help!, Think For Yourself, gibi bir çok şarkılarında tef kullanmışlar. Öyle ki 1965 kayıtlarının neredeyse tamamında var. Beatles tabii ki örnek gruplardan sadece biri… Tift Merritt, Tambourine adlı bir albümün sahibi. Bu aralar oldukça çok karşımıza çıkan hip-hop şarkıcısı Eve’in Tambourine isimli bir şarkısı hatta şarkının klibi de var. Ancak hepsinden üstün olan bir şarkı var ki, biz onu ilk Bob Dylan’dan duyduk, sonra o şarkıyı The Byrds’in şarkının adını verdikleri albümüyle yeniden keşfettik: Mr. Tambourine Man…

Mr. Tambourine Man

Hey! Mr. Tambourine Man, play a song for me
I’m not sleepy and there is no place I’m going to
Hey! Mr. Tambourine Man, play a song for me
In the jingle jangle morning I’ll come followin’ you
Though I know that evenin’s empire has returned into sand
Vanished from my hand
Left me blindly here to stand but still not sleeping
My weariness amazes me, I’m branded on my feet
I have no one to meet
And the ancient empty street’s too dead for dreaming
Hey! Mr. Tambourine Man, play a song for me
I’m not sleepy and there is no place I’m going to
Hey! Mr. Tambourine Man, play a song for me
In the jingle jangle morning I’ll come followin’ you
Take me on a trip upon your magic swirlin’ ship
My senses have been stripped, my hands can’t feel to grip
My toes too numb to step
Wait only for my boot heels to be wanderin’
I’m ready to go anywhere, I’m ready for to fade
Into my own parade, cast your dancing spell my way
I promise to go under it
Hey! Mr. Tambourine Man, play a song for me
I’m not sleepy and there is no place I’m going to
Hey! Mr. Tambourine Man, play a song for me
In the jingle jangle morning I’ll come followin’ you
Though you might hear laughin’, spinnin’, swingin’ madly across the sun
It’s not aimed at anyone, it’s just escapin’ on the run
And but for the sky there are no fences facin’
And if you hear vague traces of skippin’ reels of rhyme
To your tambourine in time, it’s just a ragged clown behind
I wouldn’t pay it any mind
It’s just a shadow you’re seein’ that he’s chasing
Hey! Mr. Tambourine Man, play a song for me
I’m not sleepy and there is no place I’m going to
Hey! Mr. Tambourine Man, play a song for me
In the jingle jangle morning I’ll come followin’ you
Then take me disappearin’ through the smoke rings of my mind
Down the foggy ruins of time, far past the frozen leaves
The haunted, frightened trees, out to the windy beach
Far from the twisted reach of crazy sorrow
Yes, to dance beneath the diamond sky with one hand waving free
Silhouetted by the sea, circled by the circus sands
With all memory and fate driven deep beneath the waves
Let me forget about today until tomorrow
Hey! Mr. Tambourine Man, play a song for me
I’m not sleepy and there is no place I’m going to
Hey! Mr. Tambourine Man, play a song for me
In the jingle jangle morning I’ll come followin’ you

Hiç yorum yok:

Savruk Yazılar 003 (13 Temmuz Datça- Mesudiye Yangını)

Kask, power bank, su, kumanya, sağlık çantası, kafa feneri…   Yanmaz eldiven, yanmaz gözlük, yanmaz pantolon, yanmaz ayakkabı… Hop orada dur...