7 Temmuz 2011 Perşembe

'Kız Kafası' herkesin dilinde

Tiyatro müzikleri yapan, film müziği bestelemeyi 'yapılacaklar listesi'nin en başına koyan Çiğdem Erken, ilk albümü 'Kız Kafası'nı yayınladı. Özellikle sosyal medyada büyük yankı bulan şarkıların yaratıcısıyla konuştuk.





Babasının bağlamasının sapını ısırarak müzikle tanışan Çiğdem Erken, çocukken her akşam yemeğinden sonra babası ve annesinden şarkılar dinleyerek büyümüş. Küçük şehir çocuklarının başına gelen her türlü zorlukla başa çıktıktan sonra Ankara Devlet Konservatuarı'na girip orada müziğin inceliklerini öğrenmiş. Ardından Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi'nde master ve doktora programlarını bitirmiş. Şimdiyse Çiğdem Erken, tiyatro müzisyeni olarak ülkenin çeşitli kurumlarında çalışıyor. Şarkı söylemenin yanı sıra piyanist de olan Erken, 6 yaşındayken ilk kez gördüğü piyanoya o anda aşık olmuş. 7 yaşında ilk piyanosuna sahip olan Erken'in şu anda 4 tane piyanosu var. Sanatçı aynı zamanda Ayşegül Sarıca'yla da 8 yıl piyano çalışmış. Geçtiğimiz günlerde ilk albümü 'Kız Kafası'nı Ada Müzik etiketiyle çıkaran Erken'in albümünde viyolonsel sanatçısı Çağ Erçağ da var Demet Sağıroğlu da.
FAZIL SAY'I İLK BEN DİNLİYORUM
- Tiyatro müziklerinizle tanınıyorsunuz. Tiyatro müziği yapmaya nasıl başladınız?
Mezuniyetim sonrası birkaç farklı kurumda çalıştıktan sonra tiyatro müziğine olan ilgimi ve yatkınlığımı keşfettim. 1995 yılından bu yana aralıksız olarak tiyatro müziği yaptım. Bugüne kadar 35 farklı projenin içinde yer aldım. Genelde Yücel Erten ile çalışırım. Ustam ve sıkı dostumdur. Büyük bir Brecht hayranıyım. Shakespeare olmasaydı yeryüzündeki hiçbir aşk hikayesinin bugünle benzerlik taşıyamayacağına da inanırım ayrıca. Vaktim oldukça dizi müziğiyle de ilgileniyorum. Film müziği yapmak ise mutlaka gerçekleştirilecekler listemin en başında. 'Güvercin' parçamı Cem Tuncer'in aranjmanıyla 'Sinekli Bakkal' dizisinde kullanmıştık. Zaten o günlerde yazmış olduğum bir şarkıydı. Ortaköy'de aşktan kafası karışmış bir halde didişen 2 güvercinin hikayesidir. Senaryo ve hayat öyle paralellikler kurdu ki ben o şarkıyı özellikle o diziye yazmışım gibi oldu. Senarist dostum Gökhan Aktemur ile hayretler içerisinde kalmıştık.
- Fazıl Say albümünüz hakkında güzel şeyler yazmış. Aynı zamanda siz de onunla oldukça yakın arkadaşsınız...
Fazıl ile çocukluk yıllarından beri arkadaşız. 84 senesinde tanıştık. Dile kolay 27 sene. 8 senedir de komşuyuz. Benim piyanomun altında onun yatak odası, onun piyanosunun üstünde de benim yatak odam var. İster istemez birbirimizin çaldığı ve yazdığı her notanın, her sözün canlı şahidi oluyoruz. Şarkı yazınca ilk ona çalarım genelde. Yaşıtız ama müzikal olarak büyüğümdür. Fikrini sorarım ve dinlerim. Yazdığı büyük eserleri ilk dinleyen kişi olmaktan çok mutluyum. Dostluğumuzun yanı sıra onun müziğinin büyük bir hayranıyım. Onun da benim şarkılarımla arası oldukça iyi. Müziğim hakkındaki yorumları beni gönendiriyor.
- Demet Sağıroğlu 'Küçük Prens'te vokal yapmış. Bu birliktelik nasıl doğdu?
Demet dostumdur. Müzikal olarak da güvendiğim ve şarkılarından zevk aldığım bir kadın. Rica ettim, kırmadı; geldi şarkımı söyledi. Unutulmaz bir anı bıraktı bana. Albümde yer alan bir diğer isim olan Borusan Quartet'ten Çağ Erçağ da konservatuarda birlikte büyüdüğüm, çok eski ve güvenilir bir arkadaşım. Dünya çapında bir viyolonselcidir. 2 şarkıda bana eşlik etti ve şarkıların kaderini değiştirecek kadar güzel sololar armağan etti.
- Şarkıların hepsinin sözü ve müziği size ait. Ne kadar zamanda ve nasıl çıktı bu şarkılar? Birine ithaf söz konusu olabilir mi acaba?
Tam senesini hatırlamamakla beraber aşağı-yukarı 20 yıldır şarkı yazıyorum. Başlangıçta ağır geçen piyano çalışmalarının teneffüsü görevi görüyorlardı. İlk şarkılarım genel pop esaslarının etkisinde yazılmış çocuksu dizelerdi. Konservatuarda arkadaşlarımla söyler eğlenirdik. Yaşam ilerledikçe şarkıların tonu, türü, rengi, dili değişti ve sanki içimde hatırlamaya dair yeni bir organ oluştu. 'Aşk hafızam' diyorum şarkılarıma. Yaşadıklarımla hesaplaşmalar yığınım biraz da. İthaflar ise bir ömür boyu bende gizli.
- Peki, 'Kız Kafası' nasıl bir şey?
Kadın-erkek ayrımı genel itibarıyla bana suni görünür. Kız kafası deyimi ile erkeklere bir uzlaşma güvercini yollamak istedim galiba. 'Anlamaya çalışın, niyet kötü değil de kafa kız kafası işte!' demenin müzik hali.
- Önümüzdeki günler için ne gibi projeleriniz var?
Her zamanki gibi tiyatro müziği yapacak, konserler verecek, şarkılar yazacak ve İstanbul'un güzel havasıyla dans etmeye devam edeceğim.

Hiç yorum yok:

Savruk Yazılar 003 (13 Temmuz Datça- Mesudiye Yangını)

Kask, power bank, su, kumanya, sağlık çantası, kafa feneri…   Yanmaz eldiven, yanmaz gözlük, yanmaz pantolon, yanmaz ayakkabı… Hop orada dur...