30 Mayıs 2011 Pazartesi

Zaga Band: Aile içinde olur böyle şeyler birbirimizin değerini anladık













Fotograf: Mustafa Seven



Okan Bayülgen'in programlarındaki performanslarıyla yakından tanıdığımız Zaga Band, ilk albümleri 'Z Raporu'nu yayınladı. Grup elemanları 10 yıldır birlikte çalıştıkları Bayülgen için 'Zaga Band'in dördüncü kişisi' diyor.



Okan Bayülgen'in programlarından tanıdığımız Zaga Band, beklenen albümleri 'Z Raporu'nu Bayülgen'in de desteğiyle tamamladı. Balad'tan Funk'a, Hard Rock'tan Soft Rock'a birçok farklı türün bulunduğu albümdeki şarkıların her biri sanki farklı bir grubun elinden çıkmış gibi. Her biri yıllarca birbirinden farklı gruplarda çalan Murat Çopur, Tuncer Tunceli ve Yusuf Tunceli'nin müzikal anlayışlarının ve icralarının bir özeti gibi olan albümün ismi bu sebeple 'Z Raporu', yani yılların özeti. Grup elemanları, müzikal yolculuklarını, televizyonda çalmayı, en çok da yeni albümlerini anlattı.
- Zaga Band nasıl kuruldu?
Tuncer Tunceli: Zaga programından çok önce bu proje vardı. Daha önce farklı gruplarda Yusuf'la çalmıştık. 10 yıl önceyse Okan'ın programında Yusuf'la yollarımız kesişti. Biz de Okan'ın bize hediye ettiği 'Zaga Band' ismiyle başladık. Okan'ın da desteğiyle son noktaya ulaştık. 2006'nın yılbaşı gecesi, Murat gruba katıldı.
Murat Çopur: Aslında albümün süreci o noktada başlamış oldu. Benim program ve grup içerisindeki uyumum bir yıl sürdü ama bir sonraki yıl Alp Turaç eşliğinde kayıtlara başladık. Ondan önceyse Tuncer yaptığı şarkıları bizimle paylaştı. Biz de parçaları çalıştık. Parçaların aranjeleriniyse birlikte yaptık. Bu işler kolay olmadığından, bir süre şarkıların kayıtları beklemek zorunda kaldı.
- Okan Bayülgen'in albümle ilişkisi nedir?
Tuncer: Okan, grubun ayrılmaz bir parçası; 4. kişisi. Hemen her ailede de sıkıntılar oluyor ama et tırnaktan ayrılmıyor. Okan'sız zaten bu iş olmazdı. Çünkü Okan bu grubun bir parçası ve sonuçta grubun adı da Zaga Band. 'Bu kadar yıllık adamsınız, bir albüm yapamıyor musunuz da Okan'a ihtiyaç duyuyorsunuz' şeklinde yorumlar var. Ben zaten jingle da yapıyorum, yarışma müziği de... Söz yazan ve beste yapan bir adamım ve biz grup olarak hepsini kaydediyoruz. Ama bu albümde Okan'ın olmaması doğru olmazdı.

BİRBİRİMİZİN DEĞERİNİ ANLADIK
- İnternette hakkınızda 'Zaga Band için bardağı taşıran son damla Okan'ın 'Nahide Ekengil' (Nihal Yalçın) için bir şirketle albüm anlaşması imzalaması olmuştur' şeklinde haberler dolaşıyor...
Tuncer: Zaten o yazılanlarda plak şirketinin de adının geçiyor olması büyük bir yanlış. Çünkü bizim o şirketle ilgili bir sıkıntımız olmadı. Evet, Nihal'e böyle bir albüm yapılacaktı. Nihal'in oynadığı Nahide Ekengil karakterinin şarkılarının ikisini de ben yaptım.
Yusuf: Biz 10 senedir Okan'la çalışıyoruz. Benim ailemden küsüp sekiz sene görüşmediğim insan var. Yani aile içinde de böyle şeyler oluyor. 4 aylık bir dinlenme süreciydi bu, iyi oldu. Biz de albümü tamamlamış olduk, birbirimizi özledik. Üzüldük, birbirimizin değerini anladık. Bu programda çalışmak hayatının büyük bir kısmını oradaki insanlarla geçirmek anlamına geliyor. Bu da albüm sürecinin uzamasına sebep oldu. Çünkü program çok yoğun. Biz de bu sürede albüme tam konsantre olduk ve çıkardık.
Tuncer: Bir de Nihal'in bu konuda hiç suçu yok. Hatta en son oynadığı reklamın da jingle'ını ben yaptım. Bizim aramızda hiç sorun yok. Biz onunla eğlene eğlene iki şarkı yaptık, Okan'la da öyle bir dönem geçirdik ve sonra insanlar bu iki olayı birbirine bağladı. Nihal'in konuyla uzaktan yakından bir ilgisi yok. Halen onunla çalışıyoruz da, görüşüyoruz da. Bizim hakkımızda sürekli bir yerlerde haberler çıkıyor.

YERİMİZE GRUP KOYABİLİRDİ
- Zaga'ya geri dönecek misiniz?
Tuncer: Bu sene zaten sezon bitti. Önümüzdeki sene bakacağız. Şu anda orada çalan 'Incredible Disco Dancers'dan Aziz Kedi ve Feyyaz Yiğit çok yakın arkadaşlarımız. Onlar her zaman profesyonel müzisyen olmadıklarını da söylüyorlar. Kimsenin onları bizimle karşılaştırmasını hoş görmüyorum ve üzülüyorum. Aziz, Türkiye'nin bence en iyi kalemlerinden biri. Feyyaz, nevi şahsına münhasır biri. Müziği hobi olarak yapıyorken Okan onlara görev verdi ve onlar da çalıyor. Okan bizim yerimize başka bir grup da koyabilirdi ama hatıramıza saygı duyarak başka bir grup kurmak yerine, ekibin içinden bir grup çıkardı. Aziz zaten albümümüze müthiş destek oldu. Şarkı sözlerinin düzeltmelerini bile yaptı.
- Televizyonda çalmak nasıl bir şey?
Yusuf: 2002 yılında ilk kez programda çalmaya başladığımızda 'Ne yapacağım?' diye düşünmüştüm. Çünkü ben kulüplerde çalan bir müzisyendim. Kısa bir süre sonra Okan'ın da kalitesiyle bu durum değişti. O, olaya çok hakim ve birçok de şey öğretiyor. Bir zaman sonra her şey çok pratikleşti ve nerede ne yapılması gerektiğini öğrendik. Şimdi nerede ne yapılacağına aynı anda grupla birlikte karar veriyoruz.
- Siz artık tek bir insana dönüşmüşsünüzdür...
Tuncer: Bir televizyon şovunda çalmak tiyatroda canlı müzik yapmaya çok benziyor. Emprovize canlı müzik yapıyorsun ve o andaki ruh hali o kadar önemli ki. Çünkü komik sandığın şey aslında dramatik olabilir ve sen bunu yanlış anlayıp yanlış bir şey yaparsan konuk demoralize olabilir ya da Okan zor durumda kalabilir.
- Canlı çalmak da zor elbette...
Yusuf: Okan'ın programına çıkacağız. Orada bir şarkıyı playback mi yapsak diyorum. Çünkü albümde sound'u ortaya çıkarmak için çok çalışıyorsun. Ama televizyonda canlı çaldığında şarkı bir anda mahvoluyor.
Tuncer: Çıkış şarkısını Türk televizyonlarında playback yapanlara ben bir şey diyemem.
- Albümde kimlerle çalıştınız?
Murat: Alp Turaç, Berk Kula'yla ilk kayıtlarımızı yaptık ve bu konuda bize destek oldular. Fotoğrafları Mehmet Turgut çekti.Okan'ın bir 'Rock Antolojisi' var ve bizim de orada bir sayfamız var. Okan'dan ayrı kaldığımız süre zarfında bize birçok insan destek oldu. Piyasa kötü olduğu için herkes birbirine destek olmaya çalışıyor.
Tuncer: Bizimle çalışan hiç kimse bir kuruş almadı. Biz de onların ihtiyacı olduğunda yanlarında olacağız.

Eve teyp girmesi yasaktı
Albümün öne çıkan şarkılarından biri 'Müzisyen'. Şarkı, kardeş olan Tuncer ve Yusuf Tunceli'yi anlatıyor. Aslında kendi işini yapmak, istediği bölümü okumak isteyen herkesi anlatıyor. Aileleri onların müziğe ilgi duyduklarını anladıktan sonra eve kaset ve teyp girmesini yasaklamış. Yusuf Tunceli, yaşadıkları yasağı 'Ben üniversite diplomamı aldım, çerçeveletip çekmeceye koydum. Evde kötü teyplerle müzik dinliyorduk. Babam işteyken onu sakladığım yatağın altından çıkarıyordum, o gelince yine gizliyordum. Bir çift bagetimi de yine şiltenin altında saklıyordum. Anne babalar da çocuklarının motosiklete binmelerini, bir de sanatla uğraşmasını istemezler çünkü ikisi de risklidir. Hepimiz müzisyeniz hepimiz de motorcuyuz' diye anlatıyor.

Okan Bayülgen'in gruba interaktif bir klip önerisi olmuş. Grup, klibin görüntülerini dinleyiciden almış. Eline gitarı, süpürgeyi alıp ya da elinde hiçbir şey olmadan çalıyormuş gibi yaparak görüntüsünü kaydedip gruba gönderen Zaga Band severlerin görüntülerinden bir klip oluşturulmuş ve Disco Kralı'nda yayınlanmış. Klip şarkısı da 'Machine in My Head'. Şimdiden birçok farklı videoya sahip olan şarkının klibinin son haliyse yakın bir zamanda kolajlanıp hazırlanacak. Grup, 2. klibi de 'Eylül Akşamı'na çekmeyi düşünüyor. Çünkü internette en çok dinlenilen şarkıları o.

Gitarda Tuncer Tunceli, bas gitarda Murat Çopur ve davulda Yusuf Tunceli'den oluşan Zaga Band'i Facebook ve Twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Savruk Yazılar 003 (13 Temmuz Datça- Mesudiye Yangını)

Kask, power bank, su, kumanya, sağlık çantası, kafa feneri…   Yanmaz eldiven, yanmaz gözlük, yanmaz pantolon, yanmaz ayakkabı… Hop orada dur...