30 Aralık 2008 Salı

Kaşları Çatık Müzik Yazıları - 4















Nadia Boulanger

Babası Paris Konservatuarı’nda şan öğretmeni olan Nadia Juliette Boulanger, 1187 yılında Paris’te doğar. İlk müzik derslerine babasıyla başlar ve sonrasında, Paris Konservatuar’ında, Gabriel Fauré, ile bestecilik ve Charles Marie Widor ile org derslerine devam eder. Profesyonel müzisyenlik hayatına École Normale de Musique'de besteler yapmanın yanı sıra, kompozisyon, müzik tarihi, orkestrasyon ve koro yönetimi dersleri vererek başlar.

1908’de kendisine Roma ikincilik ödülü kazandıran “La siréne” isimli kantatı yazar. Bu yarışmanın birinciliğini ise “Faust et Héléne” adlı kantatı yazan kız kardeşi Lili Boulanger alarak, aynı zamanda Roma büyük ödülünü alan ilk kadın besteci unvanının da sahibi olur. Sağlık durumu iyi olmayan Lili (Juliet Marie Olga), 15 Mart 1918’de, yirmidört yaşında hayatını kaybeder. Bu ölümle birlikte Nadia Boulanger, besteciliğe oldukça uzun bir ara verir ve mesleğine müzik öğretmeni ve orkestra şefi olarak devam eder.

1921 tarihinden itibaren, Fontainebleau’daki Amerikan Konservatuarı’nda ders vermeyi sürdürür.


1937’de Londra Kraliyet Filarmoni Orkestrası’nın konserlerini yönetir. 1938’de Boston Boston Senfoni, Philedelphia Senfoni ve New York Filarmoni orkestraları ilk kez kadın bir şef, Boulanger tarafından konserler verirler.

İkinci Dünya savaşı’nın sonuna değin Amerika’da, Washington Müzik Yüksek Okulu’nda ve Peabody Konservatuarı’nda öğretmenlik yapar. 1945’den sonra, Paris Konservatuarı’nda yönetici olarak meslek hayatını sürdürür. 1968’de Honorary Doctor of Music ödülüyle Oxford Üniversitesi tarafından “onurlandırılır” ve 22 Ekim 1979 Paris’te ölür.

Fransız entelektüel kadınlarının oluşturduğu geleneksel halkanın bir parçası olarak, oldukça değerli sayılan Boulanger, o kesimin tabiriyle salon filozofları arasında yer alırken, tarihsel politika tartışmalarında bulunur.

Boulanger’in kendisine göre ise müzikal estetiklerin argüman, müziğin geleceğinin hasıl olduğu bir çevrenin sakinidir. Paris’teki önemli müzik insanları arasında yer alan, Maurice Ravel, Igor Stravinsky, Albert Roussel, Darius Milhaud, Arthur Honneeger, Fancis Poulenc’in de içinde bulunduğu kimselerle sürekli görüşme halindedir ve onlarla beraber, Paul Valéry ve Paul Claudel ile Thomas Mann’ın son dönem çalışmalarını tartışırlar.

Müzik adına teknik bir çok mevzua hakim olan Boulanger’in armonik transpozeler, enstrümantal tekniklerin yanı sıra struktüel analizlere, Yunan modlarına ve Gregoryan şarkı söyleme tekniği konusunda da hakimiyet sahibidir.

İlk Amerikalı öğrencisi olarak da bilinen Aeron Copland’ın org ve orkestra için yazdığı senfoninin ilk yorumlanışında (1925) Boulanger, org solisti olarak yer alır. Aaron Copland’a, Copland’ın kendisi ve müzik yazımları konusunda, “yirmüç yaşında genç bir adamın elindeki örneğe benzer bir senfoni yazabileceğini ancak beş yıl içinde gerçek bir “katile” dönüşebileceğini” söyler.

Öğrencilerinden biri olan Don Campbell 2002 yılında “Nadia Boulanger — Teacher of the Century” isimli bir yazı yazar ve 25. ölüm yıldönümü dolayısıyla Colorado Üniversitesi’ne bağlı Amerikan Müzik Araştırma Merkezi’nde “Nadia Boulanger and American Music” ismiyle düzenlenen sempozyumda da okunur.

1 yorum:

Aykut Çağlayan dedi ki...

Xenakis de ilk N.Boulanger ile çalışmak istemiştir ancak kendileri Xenakis'in altyapısını yetersiz bulduğu için onu öğrencisi olarak kabul etmemiştir. Ancak Messiaen, Xenakis'in matematik altyapısının onun kompozitörlük gelişiminde ana faktörü oluşturabileceğini farketmiştir ve birlikte çalışmaya başlamışlardır.
Bizim Mark Lindley de Boulanger ile çalışmıştır. Boulanger Schumann/Schubert liedlerini çalıştırırmış. Piyano eşliğini çalarken şan partisini solmizasyonla seslendirmelerini istiyormuş. Mark solmizasyon yerine Almanca sözleri söylemekte diretince araları biraz nane/molla olmuş.

Savruk Yazılar 003 (13 Temmuz Datça- Mesudiye Yangını)

Kask, power bank, su, kumanya, sağlık çantası, kafa feneri…   Yanmaz eldiven, yanmaz gözlük, yanmaz pantolon, yanmaz ayakkabı… Hop orada dur...