14 Ekim 2008 Salı

Japon Çalgıları II


Japonya'nın Dünyaca Bilineni: Shakuachi

Geçen sayımızdan itibaren Japon çalgıları yazı dizisine başladığımızın müjdesini vermiştik. Kotoyla başlayan serüvenimize başka bir geleneksel çalgı olan Shakuachi’yle devam ediyoruz. Aslında enstrüman Türkiye'de tahminimizin üstünde bir popülerliğe zaten erişmiş. Japonya'dan bir çalgı ismi sorulduğunda ilk akla gelen enstrüman Shakuachi oluyor.

Enstrümanın teknik yapısından ziyadesiyle bahsedeceğiz ama öncesinde son derece etkilendiğimiz kültürel bağlamını biraz hatırlayalım. Yıldız Teknik Üniversitesi'nde Alper Maral tarafından verilen ve sevgi dolu geçen etnomüzikoloji derslerinden birinde Japonya ve Japon müzikleri çalışılıyordu. O derste gördüğümüz fotoğrafı hiç birimiz bir daha unutamamışızdır. Az sonra kamikaze olarak uçağa atlayacak genç belinde sürekli taşıdığı Shakuachi'sini çıkarır ve ibadet edercesine çalar. Bunu yaptıktan belki dakikalar sonra artık dünyada olmayacağını da bilerek… Shakuachi'nin kültürel bağlamı konusunda söylenebilecek daha pek çok şey var ancak enstrümanın önemi o görselde başka bir boyuta da taşınıyor. Dolayısıyla Shakuachi’yi sadece bir enstrüman olarak tanımlamak hata olabilir.

Üflemeli çalgılar arasında batılı müzikologların oldukça ilgisini çeken bir enstrümandır. Shakuachi, Madake adı verilen bir bambu cinsinin ön tarafına 4, arka tarafında 1 delik açılarak yapılıyor.

Shaku, kaide, mesafe anlamına gelirken, hachi, 8 demek. Enstrümanın ismi ise, bu iki kelimenin birleşmesinden oluşuyor. Shakuachi'nin boyu ise standart olarak neredeyse 55 cm kadar. Dizisi ise pentatonik.

Enstrümanın icrası uzaktan göründüğü kadar kolay değil. Üzerinde bulunan deliği yarım kapalı halde üfleniyor. Bu bağlamıyla biraz 'ney'i de çağrıştırıyor olabilir. Ancak enstrüman ney gibi yan tutularak değil, düz bir biçimde üfleniyor. Shakuachi'nin icrasıyla ilgili temel olarak iki ayrı teknikten söz ediliyor: Meri ve Kari. Sesler deliklerin kullanımıyla değişirken, üfleme tekniğinin de ses üzerinde önemli ölçüde etkisi bulunuyor. Shakuachi'lerin ses dizilerinin de özel isimleri bulunmakta. Bu ses dizilerinden düşük olanına otsu, yüksektekine ise kan adı veriliyor. Standart Shakuachi'lerde pek bulunmayan üçüncü oktavın adı ise, dai-kan. Shakuachi oldukça renkli bir tınıya ve diziselliğe sahip olduğundan büyük oranda icracılarını büyüleyen bir enstrüman.

Enstrümanın tarihsel gelişimini ve kültürel bağlamlarını ise, Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Duysal Tasarım Programında okumanın yanı sıra Shakuachi'ye gönülden bağlı Neyzen Fakih Kademoğlu'na sorduk:

"Budizm, rahipler tarafından Hindistan’dan Çin’e getirildikten bir süre sonra, Chan Budizm denilen ve yerel şartlara adapte olup şekil aldı. Bir Budizm türevi ortaya çıktı. Yaklaşık 8.yy’da Çin’den Japonya’ya göç eden Chan rahipleri bu yeni inancı adaya taşımışlar. Budizm’in Çindeki evrimi Japonya’da da devam etmiş ve Chan inancı bugün tanıdığımız şekliyle Zen ismini almış. Zen Budizmi zaman içinde çeşitli kollara ayrılmış ve bunlardan Fuke denilen kol, özgün bir tavır geliştirmiş. Fuke rahipleri, Çinden gelen bir enstrüman olan ve o dönemde Hitoyogiri olarak bilinen ( daha sonra aldığı ismiyle ) Shakuhachi’yi bir meditasyon aracı olarak kullanmışlar. Bu dönem itibariyle Shakuhachi’nin Honkyoku olarak adlandırılan solo repertuarı oluşmuş. Hokyoku içsel - deruni müzik anlamına gelir. Her Honkyoku parçası aslında birer nefes egzersizidir. Hinduizm’de Prana denilen nefes ve nefesin manevi yoldaki kullanımı Japonya’da böyle bir spiritüel pratiğe dönüşmüş.

Komuso denilen Fuke rahipleri köy köy gezerek tapınak için bağış toplamışlar. Bir Komuso bağış toplarken başına Tengai denilen bir bambu başlık takar ve Shakuhachi çalarak gezermiş. Komusolar görünüm olarak birbirlerinin aynıdır. Başlarına taktıkları başlığın esprisi ise yüzleri görünmediği için benlik fikrini ortadan kaldırıp anonim bir kimliğe sahip olmak.

Japonya’da Meiji restorasyonu (19.yy sonları) olarak bilinen dönem itibariyle, öncesinde kutsal bir saz olarak görülen Shakuhachi de sekülerleşmiş, halk kültürü ve eğlencesi içinde yerini almış. Bütün bu süreç içinde Shakuhachi icrasında iki temel ekol ortaya çıkmış: Bunlar Kinko-Ryu ve Tozan-Ryu’dur. Kinko ekolü sıkı gelenekçi, Tozan ekolü ise modernist bir tavra sahiptir."

Japon çalgıları arasında, Türkiye'de en yaygın kullanım alanı bulan Shakuachi ve onunla kurduğu ilişki bağlamında etnomüzikolog ve müzisyen Tolga Ünaldı ise enstrümana nasıl merak sardığını anlattı:

"Shakuhachi merakım, H.Ü. Ankara Devlet Konservatuarın Etnomüzikoloji Bölümünde okurken etnik nefeslilere duyduğum ilgi sonucu bir maymun iştahımla gelişti. Benimki uzman bir enstrumanistlikten çok Nefesli ve ritüel yanı ağır basan enstrümanlara karsı olan bir ilgiydi. Ney, Bansuri, Didgeridoo derken Shakuhachi'nin de peşine düştüm ve şu an 1.9 boyutunda Madake Bambusundan bir Shakuhachi'm var. Bu enstrüman ciddi fiyatlara alınan bir enstrüman, benimki daha çok öğrenci ve yeni ilgilenen insanların kullandığı bir Shakuhachi. Meraklıları fotoğraflarını www.myspace.com/neyzentt adresindeki fotoslayttan, görebilirler. Yukarıda saydığım enstrümanlar gibi hem yapım aşaması hem öğrenimi hem de çalımı çok derin ritüellere dayanan bir enstrüman. Enstrümandan henüz ses bile çıkaramıyorum. Enstrüman sanırım kendisiyle baş başa kalıp da ona emeğimi ciddi anlamda vereceğim zamanı bekliyor. Bu alet üzerine çok fazla zaman harcamak gerekiyor. Aynı ney gibi. Söz konusu olan sadece ses çıkarıp çalmak değil aynı zamanda içsel olarak da bu enstrümanı tanıyıp sindirmek gerekir ki bu gerçekten zor…"

Geçen sayıdan kotonun eşlikçisi olarak Shakuachi'yi hatırlayanlar olacaktır. Koto, Shamisen ve Shakuachi'nin beraber çalındığı ensemblelara Sankyoku denildiğini de bu sefer Shakuachi bağlamında analım. Honkyoku ise Shakuachi'nin solo kullanımına verilen isim. Bunların dışında ise bir de shinkyoku adı verilen bir çalgı topluluğu mevcut. Bu çalgı topluluğu daha çok modern Japon müziğinde birleşen koto ve Shakuachi için kullanılıyor.

Shakuachi sadece batılı müzikologların ilgisini çekmekle kalmamış, pek çok popüler müzisyenin de, müziklerinde kullandıracak kadar kendisini sevdirmiştir. Bağlamları farklı olsa da, Peter Gabriel, Roger Waters, Sade, Enigma, Michael Bolton, Dave Brubeck, Linkin Park gibi isimler bu enstrümanı direkt ya da sampler olarak ya da sadece enstrümanı başka çalgılarda canlandırarak kullanmışlar.

Meraklılarına Linkler:

http://shingetsu-flutes.blogspot.com/

http://www.yungflutes.com/log/

http://www.shakuhachi.com/TOC-Articles.html

http://www.kotodama.net/shakuhachi/tips.html

http://www.shakuhachi.com/KJ-Veronza.html

http://shakuhachichambermusic.net/

http://www.shakuhachi.com/TOC-Resources.html

http://www.komuso.com/


(Volume Dergisi Eylül- Ekim 2008)

Hiç yorum yok:

Savruk Yazılar 003 (13 Temmuz Datça- Mesudiye Yangını)

Kask, power bank, su, kumanya, sağlık çantası, kafa feneri…   Yanmaz eldiven, yanmaz gözlük, yanmaz pantolon, yanmaz ayakkabı… Hop orada dur...