29 Aralık 2008 Pazartesi

Kaşları Çatık Müzik Yazıları - 2

Darmstadt Yaz Kursları: Her Bağlamıyla Değişen Yenilikler Üzerine Bir Deneme



Darmstadt ve Donaueschingen isimleri geç 1940’lar ve erken 1960’lar arasında yeni müziğin üretildiği iki önemli merkez olarak bilinmektedir. Almanya’nın güney – batısında, Zürih’in kuzeyinde bulunan, Donaueschingen şehrinde, 1921 yılından itibaren yapılmaya başlanan ve günümüzde de devam ettirilen adını da şehirden alan Donaueschingen Festivali yeni müziğin merkezlerinden biri olmuştur.

Savaş sonrası Almanya’da yeni müziğin şekillenmesini sağlayan unsurlardan bazıları da yerel hükümet acenteleri ve radyo istasyonları da oldu.

Almanya’da her şey gibi sanatın da en çok denetlendiği, politik olarak “sakıncalı” olan her şeyin yasaklandığı, sadece parti çıkarları doğrultusunda müzikler üreten bestecilerin halkla buluşabildiği Hitler Almanya’sından, İkinci Dünya Savaşı sonrası kurtuluş heyecanı; yeniden yapılanmalar müziğin de yeniden yapılanmasını sağlamış ve bütün iyi girişimlerin değerlendirildiği bir döneme denk gelindiği için de müziğin içine kendisini dahil edebilmiştir.

Beslendiği yer her neresi olursa olsun, son derece hızlı değişen dünya düzeninin sırtına farkında olunmasa da yaslanılmıştır. 1946 yılında Wolfgang Steinecke (1910 – 1961) tarafından kurulan iletişim ve araştırma merkezi Darmstadt Yeni Müzik Tatil Kursları olmuştur.
1951’de Darmstadt’daki öğrenciler arasında Karlheinz Stockhausen (1928)’da bulunmaktaydı. O zamana kadar bestelerini geleneksel tarzda yaptığı bilinmekte, savaş sonrası Almanya’nın ortak müzik dili haline gelen Arnold Schöenberg (1874 – 1951) ve Paul Hindemith (1895 – 1965) sentezinin peşine düşmüştü. Oliver Messiaen (1908-1992) ile karşılaşmasıyla birlikte 1951 yılında, belirlenmemişlik ilkesine dayanarak rastlamsallığı deneyimleyen “Kreuzspiel” (obua, bas klarnet, ve dört perküsyonist için) adlı yapıtını Messiaen’in etkisiyle ortaya koymuştur. 1952 yılının yazında ise, parçanın premieri yine Darmstadt’da yapılmıştır. Parça 12 ton kuralına değilse de, (dinamikler, ataklar ve süreklilikler gibi) 12 element bağlamıyla ortaya konulmuştu.
Darmstadt’da egzotizme yönelimlerin de bulunuyor olduğundan söz etmek gerekmektedir. Bu egzotizm yönelimleri tek başına bir yeniden keşfedişin sembolü ve tek taraflı olmanın ötesinde karşılıklı bir iletişimin de örneklemi olarak kurumun içinde varlığını sürdürüyordu. Sadece egzotizm alınmış bir öğenin kimseyi tatmin etmeyeceği de apaçık ortadaydı. Bu felsefesiyle beraber tutunan ya da tutturulan bir öğe olmasının gerekliliğini göstermekteydi. Öyle de oldu. Ancak ortada bir problem vardı ki o da; yükün ağırlığıydı.

Darmstadt Okulu’yla ilgili tartışılabilecek bir başka konu ise, metayı, maddeden öteye taşımanın Darmstadt’ın hedeflerinden biri oluşu ve bu sebeple de kurumsallaşma yoluna gidilmiş olduğudur. Darmstadt, her ne kadar avangard müziğin öncülerinin birlikte tartışıp, beraber öğrendikleri bir zemin oluşturmuş olsa da kurumsallaşmayı kendine bir problem yapmamıştır. Bu da aslında olumlu tarafından bakıldığında, nedensellikler üzerine kurulu düzeneğinin sonucu olduğu nokta bugün tüm dünyada popüler müziğin geldiği noktayı işaret etmektedir. Bilindiği üzere “pop” kelime anlamı olarak “halk” demektir. Küçük bir kasabada kurulan böylesine bir akademinin, dünya halkının beğenisini belirlemiş olduğu varsayımıyla takdire şayandır.

Darmstadt’ın göstergelerinden biri olarak; aslında genel olarak farkındalıkların yaratıma katkısından da söz etmek gerekmektedir. Oryantalizme karşı durup onun egzotizminden yola çıkıyor olmak da belli bir farkındalığın keşfini öğretmektedir.
Felsefenin de içinde barındığı tam da o dönemin fizikçilerinin o sınırlar içinde yeni keşfettiği,

Darmstadt kurumsallaşmanın ta kendisidir ki, kimi zaman kurumsallaşmak yaratıcılığı besleyen bir yer olabildiği kadar, onu kısıtlayan da bir yere dönüşebilmekte olduğu göz ardı edilmemiş olsa gerek.

Özge Ç. Denizci

Hiç yorum yok:

Savruk Yazılar 003 (13 Temmuz Datça- Mesudiye Yangını)

Kask, power bank, su, kumanya, sağlık çantası, kafa feneri…   Yanmaz eldiven, yanmaz gözlük, yanmaz pantolon, yanmaz ayakkabı… Hop orada dur...