Kardeş Türküler, Arto Tunçboyacıyan'la birlikte bir albüme imza attı. Albümün adı, 'Çocuk (H)Aklı'. Albümde, farklı kimliklere ve farklı kültürlere mensup çocukların hikayelerinden korkularına, ortak olduklarımız ve olamadıklarımız var.
Kardeş Türküler'i dinlemek, 15 yılı aşkın süre zarfında, sadece onların müziğine değil, Türkiye mozaiğini oluşturan kimliklere de hakim olmak anlamına geliyor. Çünkü onlar bütün bu zaman içinde yaşadığımız coğrafyanın ezgilerini dinleyicilerine ulaştırdı. Bu albümle Kardeş Türküler, kendi tarihinde bir ilki gerçekleştiriyor ve albümlerinde anonim halk şarkılarından çok, bestecisi belli şarkılara ağırlık veriyor. Bunu da Arto Tunçboyacıyan'la birlikte yapıyor.
Çocuklar, bizim soramadığımız soruları sorar ve bazen o sorular, 'Çocuk aklı' dememizin ötesine geçer. Üstelik bu soruların cevabını vermediğimiz sürece çocuklar ısrarla sormaya devam eder. Bu albümde de Kardeş Türküler, sıkılmadan sormaya ve sordurmaya teşvik ediyor. Bu yüzden de albümün adı 'Çocuk (H)Aklı'. Büyüklerin düşüncelerine akıl sır erdirememeye, gerçeği rüyalardaki gibi yorumlamaya, hayallere gem vurmamaya kararlı bir albüm bu. Üstelik Kardeş Türküler bunu sadece sözlerle değil, kullandıkları müzikal kalıplarla da ortaya koyuyor. Bildiğimiz, aşina olduğumuz dillerin yanı sıra, 'Artoca' gibi müzisyenlerin kendilerine özgü çocuksu dilleri de albümde yerini almış. Hatta Eskimolara özgü şarkı söyleme teknikleri bile var.
ZAMANINDA BİR ALBÜM
Arto Tunçboyacıyan ile Hrant Dink'in ölümünün 40'ıncı gününde bir araya gelen Kardeş Türküler, ilk kez aynı sahneyi 2009'da paylaşmıştı. Onlar tanışmadan önce bile birbirlerinin müziklerinden haberdarlardı. Kardeş Türküler'in bu işi severek yapıyor olması Tunçboyacıyan'ın onlarla birlikte müzik yapmasını tetikleyen önemli unsurlardan olmuş. Grup ve Arto Tunçboyacıyan'ın bir araya gelişi ve albümün oluşumu, ağabeyi Onno Tunç'un da bir defasında kardeşine dediği gibi 'zorlamadan, zamanında olmuş' bir çalışma.
Feryal Öney'in, Vedat Yıldırım'ın ve Fehmiye Çelik'in aşina olduğumuz karakteristik seslerine Arto Tunçboyacıyan'ın kendine özgü üslubu ve sesi de eklenince albüm alışıldık Kardeş Türküler albümlerinden çok daha renkli olmuş. Besteleri yapan, sözleri yazan hatta derleyen ve icra eden müzisyenlerin çocukluklarına dair pek çok unsur da bu albümde kulaklarımıza çalınıp içimize işliyor.
HER ŞARKININ HİKAYESİ AYRI
Albüm, en çok 'çocuk nedir'i sorguluyor. Sniper'la başından vurulan, tanka karşı taş atan, Hrant Dink'i vuran, dağa çıkıp su getirmeye çalışırken vurulan ve sokaklarda dilenen çocukları... Sokaklarda dayak yemiş, midye dolma ve çakmak satmaya çalışmış Derdo'nun da, babası Kürt, annesi Çingene olan ve büyükannesi tarafından büyütülen, bütün arkadaşları taşındıktan sonra Sulukule'de boynu bükük kalan Nazar'ın da hikayesi bu albümde. Arto Tunçboyacıyan'ın söz ve müziğini gerçek bir hikayeden yola çıkarak yazdığı 'Haydo'ya ağıt ise, Ermeni bir çocuğun hikayesini konu alıyor. Ayrıca albümde bir de Çeçence şarkı bulunuyor. O şarkıyı ilk duyduğunda repertuarına almaya karar veren Kardeş Türküler, şarkının sözlerinin deşifresi ve çevirisi konusunda, Fenerbahçe Çeçen Mülteci Kampı'nda yaşayan bir gençten yardım almış.
'Öcü' şarkısının hikayesi
Arto Tunçboyacıyan, projeyi yaptıkları günlerden birinde sabah saat 4 sularında televizyonu açmış. Duyduğu ilk kelimeyse daha önce o güne kadar hiç işitmediği 'ucube' olmuş. Birisinin 'öcü' demeye çalıştığını düşünmüş. Sonradan 'ucube' sözünü ve anlamını öğrenmiş. Türkçe lugatına yeni bir kelimeyi daha ekleyen Arto, böylece 'Öcü' isimli bu şarkıyı yapmış.
15 yılın öyküsü kitap oldu
Kardeş Türküler'in 'Kardeş Türküler 15 Yılın Öyküsü' isimli bir de kitabı var. Aslında bir ansiklopedi kadar büyük ve bilgi dolu olduğu için ona kitap demek haksızlık bile olabilir. '15 Yılın Öyküsü'nde Kardeş Türküler grubunun üyelerinin deneyimlerinden müzisyenler ve müzik eleştirmenleriyle yapılmış röportajlara kadar yerli yabancı pek çok makale ve röportajı okumak mümkün. Üstelik bazıları iki dilli. Örneğin, Türkiye'de Gürcü müziği denilince akla gelen isimlerden İberya Özkan Melaşvili ve Kanan Yaşar'la yapılan röportajı hem Gürcüce, hem Türkçe, Laz müziği denilince akla gelen ilk isim Birol Topaloğlu'yla yapılan röportajı hem Lazca hem de Türkçe okumak mümkün. Martin Stokes'ten Orhan Kahyaoğlu'na birçok müzik adamının yazısı da yine kitapta mevcut. Kitap Kardeş Türküler'in 15 yıllık hikayesini anlatırken aynı zamanda 90'lardan günümüze taşınan tartışmalara da ışık tutuyor. Meraklılarının kitaplıklarında mutlaka bulundurması gereken bir kaynak.
Albümün misafirleri
Kardeş Türküler, oldukça kalabalık bir kadroya sahip. Bu albümde de diğer albümlerinde yaptıkları gibi alanının eniyileriyle çalışmayı ihmal etmemişler. Tebrizli müzisyen Aslan Hazreti kamançesiyle (Azeri kemençesi), Koçani Orkestar brass'larıyla (bakır üflemeli), Ermeni müzisyen Ara Dinkjian uduyla albüme renk vermiş. Onlarca başka müzisyen de yine albümün konukları arasında. Albüme sesleriyle katkı sağlayan minik müzisyenler de var.
Kardeş Türküler'i dinlemek, 15 yılı aşkın süre zarfında, sadece onların müziğine değil, Türkiye mozaiğini oluşturan kimliklere de hakim olmak anlamına geliyor. Çünkü onlar bütün bu zaman içinde yaşadığımız coğrafyanın ezgilerini dinleyicilerine ulaştırdı. Bu albümle Kardeş Türküler, kendi tarihinde bir ilki gerçekleştiriyor ve albümlerinde anonim halk şarkılarından çok, bestecisi belli şarkılara ağırlık veriyor. Bunu da Arto Tunçboyacıyan'la birlikte yapıyor.
Çocuklar, bizim soramadığımız soruları sorar ve bazen o sorular, 'Çocuk aklı' dememizin ötesine geçer. Üstelik bu soruların cevabını vermediğimiz sürece çocuklar ısrarla sormaya devam eder. Bu albümde de Kardeş Türküler, sıkılmadan sormaya ve sordurmaya teşvik ediyor. Bu yüzden de albümün adı 'Çocuk (H)Aklı'. Büyüklerin düşüncelerine akıl sır erdirememeye, gerçeği rüyalardaki gibi yorumlamaya, hayallere gem vurmamaya kararlı bir albüm bu. Üstelik Kardeş Türküler bunu sadece sözlerle değil, kullandıkları müzikal kalıplarla da ortaya koyuyor. Bildiğimiz, aşina olduğumuz dillerin yanı sıra, 'Artoca' gibi müzisyenlerin kendilerine özgü çocuksu dilleri de albümde yerini almış. Hatta Eskimolara özgü şarkı söyleme teknikleri bile var.
ZAMANINDA BİR ALBÜM
Arto Tunçboyacıyan ile Hrant Dink'in ölümünün 40'ıncı gününde bir araya gelen Kardeş Türküler, ilk kez aynı sahneyi 2009'da paylaşmıştı. Onlar tanışmadan önce bile birbirlerinin müziklerinden haberdarlardı. Kardeş Türküler'in bu işi severek yapıyor olması Tunçboyacıyan'ın onlarla birlikte müzik yapmasını tetikleyen önemli unsurlardan olmuş. Grup ve Arto Tunçboyacıyan'ın bir araya gelişi ve albümün oluşumu, ağabeyi Onno Tunç'un da bir defasında kardeşine dediği gibi 'zorlamadan, zamanında olmuş' bir çalışma.
Feryal Öney'in, Vedat Yıldırım'ın ve Fehmiye Çelik'in aşina olduğumuz karakteristik seslerine Arto Tunçboyacıyan'ın kendine özgü üslubu ve sesi de eklenince albüm alışıldık Kardeş Türküler albümlerinden çok daha renkli olmuş. Besteleri yapan, sözleri yazan hatta derleyen ve icra eden müzisyenlerin çocukluklarına dair pek çok unsur da bu albümde kulaklarımıza çalınıp içimize işliyor.
HER ŞARKININ HİKAYESİ AYRI
Albüm, en çok 'çocuk nedir'i sorguluyor. Sniper'la başından vurulan, tanka karşı taş atan, Hrant Dink'i vuran, dağa çıkıp su getirmeye çalışırken vurulan ve sokaklarda dilenen çocukları... Sokaklarda dayak yemiş, midye dolma ve çakmak satmaya çalışmış Derdo'nun da, babası Kürt, annesi Çingene olan ve büyükannesi tarafından büyütülen, bütün arkadaşları taşındıktan sonra Sulukule'de boynu bükük kalan Nazar'ın da hikayesi bu albümde. Arto Tunçboyacıyan'ın söz ve müziğini gerçek bir hikayeden yola çıkarak yazdığı 'Haydo'ya ağıt ise, Ermeni bir çocuğun hikayesini konu alıyor. Ayrıca albümde bir de Çeçence şarkı bulunuyor. O şarkıyı ilk duyduğunda repertuarına almaya karar veren Kardeş Türküler, şarkının sözlerinin deşifresi ve çevirisi konusunda, Fenerbahçe Çeçen Mülteci Kampı'nda yaşayan bir gençten yardım almış.
'Öcü' şarkısının hikayesi
Arto Tunçboyacıyan, projeyi yaptıkları günlerden birinde sabah saat 4 sularında televizyonu açmış. Duyduğu ilk kelimeyse daha önce o güne kadar hiç işitmediği 'ucube' olmuş. Birisinin 'öcü' demeye çalıştığını düşünmüş. Sonradan 'ucube' sözünü ve anlamını öğrenmiş. Türkçe lugatına yeni bir kelimeyi daha ekleyen Arto, böylece 'Öcü' isimli bu şarkıyı yapmış.
15 yılın öyküsü kitap oldu
Kardeş Türküler'in 'Kardeş Türküler 15 Yılın Öyküsü' isimli bir de kitabı var. Aslında bir ansiklopedi kadar büyük ve bilgi dolu olduğu için ona kitap demek haksızlık bile olabilir. '15 Yılın Öyküsü'nde Kardeş Türküler grubunun üyelerinin deneyimlerinden müzisyenler ve müzik eleştirmenleriyle yapılmış röportajlara kadar yerli yabancı pek çok makale ve röportajı okumak mümkün. Üstelik bazıları iki dilli. Örneğin, Türkiye'de Gürcü müziği denilince akla gelen isimlerden İberya Özkan Melaşvili ve Kanan Yaşar'la yapılan röportajı hem Gürcüce, hem Türkçe, Laz müziği denilince akla gelen ilk isim Birol Topaloğlu'yla yapılan röportajı hem Lazca hem de Türkçe okumak mümkün. Martin Stokes'ten Orhan Kahyaoğlu'na birçok müzik adamının yazısı da yine kitapta mevcut. Kitap Kardeş Türküler'in 15 yıllık hikayesini anlatırken aynı zamanda 90'lardan günümüze taşınan tartışmalara da ışık tutuyor. Meraklılarının kitaplıklarında mutlaka bulundurması gereken bir kaynak.
Albümün misafirleri
Kardeş Türküler, oldukça kalabalık bir kadroya sahip. Bu albümde de diğer albümlerinde yaptıkları gibi alanının eniyileriyle çalışmayı ihmal etmemişler. Tebrizli müzisyen Aslan Hazreti kamançesiyle (Azeri kemençesi), Koçani Orkestar brass'larıyla (bakır üflemeli), Ermeni müzisyen Ara Dinkjian uduyla albüme renk vermiş. Onlarca başka müzisyen de yine albümün konukları arasında. Albüme sesleriyle katkı sağlayan minik müzisyenler de var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder