Yazıyı okumaya başlamadan önce içindeki bazı verilerin kafa yakabileceğini, buna göre gereken önlemleri almanız, maskeyi önce kendinize ve hep kendinize takmanız gerektiği uyarısını yapayım.
Ancak bu yazı hiçbir şekilde virallik içermiyor bunu da belirteyim.
Bugün iyileşiyor muyum yoksa akıl sağlımı mı yitiriyorum bilemediğim bir durumla karşı karşıya kaldım. Hem de tam site site, uygulama uygulama dolaşıp "Kim izliyor bu viralleri?" sorusunu sormuşken çıktı önüme en büyük sorunsal. Aslında yayınlamayacağım ama alıntılar yapacağım bir yazıyı dizmeye başlamıştım. Yazı oldukça da öfkeliydi. Öfkesinden ben bile korktum. Sonra tam seçtiğim parçayı yerleştirmek üzereyken, "Du bakiim şunu bi teyit edeyim" dedim ve on yıllardır bildiğim bir yanlışı düzeltme fırsatım oldu. Tabii ki beynimden vurulmuşa dönerek. Çünkü parça arşivimde hem wav hem de MP3 haliyle Frank Zappa imzalı olarak duruyordu. Üstelik parça Youtube'da son derece viral bir biçimde Frank Zappa ve Steve Vai'in ortak çalışmaları olarak farklı kanallardan yüklenmişti. Yani albüm tarihi ile Zappa'nın ölüm tarihi karşılaştırılmasa "Ha, tamam beraber yapmışlar işte..." denilip geçilebilecek bir hadise. Bu hikayenin nasıl viral bir hale gelmiş olmasını cepte tutalım çünkü yazının ilerleyen satırlarında yeni tip virüs hakkında Türkiye cephesiyle ilgili bir şeyler okuma ihtimaliniz yüksek.
Gelelim Discogs'a. Tam "Ey verilerine güvendiğiminin Discogs'u" diyecektim ki aslında hatanın da onların olmadığını fark ettim. Hata kimde, ortada bir hata var mı, bunları karantinada kalma süremiz uzadığı için mi soruyorum bilmiyorum ama bildiğim tek şey 2 CD şeklinde 2001 yılında, (anladığım kadarıyla da toplama albümler basan bir label olan) The Swingin' Pig tarafından yayınlanan ve sözüm ona Zappa parçalarından oluşan "The Sheik’s Rehearsals"ın piyasaya sürülmesiyle çarşı pazar karışıyor. Label büyük bir hataya imza atarken bunu sorgulayıp sorgulamadığından emin olmadığım siteler de parçayı Zappa ve Steve Vai üzerine kaydediyor. Kimse de kalkıp "Kardeşim burada büyük bir hata var!" demiyor. Parça 2. diskin 9. parçası olarak yerini alıyor.
Dünkü yazıda da büyük katkıları olan dostum Özen B. Demir'in bu yazıya da katkısı büyük oldu. O katkılardan biri de Covid-19 virüsünün etkilerinin sadece vücudumuzda görülmeyeceği, bu virüsün en küçük toplumsal hücrelerimize kadar gireceğini vurguladığı ama benim şimdi toparlamakta güçlük çektiğim şahane bir cümleyle oldu. O zaman 49.5'uncu yazımın sonuna onun Birikim Dergisi'nin 373. sayısında yayınlanan (Mayıs 2020) "COVID-19: Öznellik, olumsallık ve tıbbın metafiziği" başlıklı yazısından bir alıntı ile son vereyim. "Gerçekten de bu, alelâde bir “metafor”un ötesine taşabilir: Çağdaş kapitalist teknoloji kültüründe anomalilerin önemli tezahürlerinden biri, dijital, biyolojik veya dilbilimsel formlarda karşımıza çıkabilen “virüs” olmuştur. Bu, ağ kültürünün veya kapitalist aksiyomatiğin iletişim, kendini yeniden-üretme, aktarma, yerinden etme, yersiz-yurtsuzlaştırma (deterritorialization) hareketi gibi önemli eğilimlerini ifade eden şematik bir figür olarak görülebilir. Virüs kendisini güçlü, caydırıcı ve yetkin bir “asker” olarak dayattıysa da, onun göstergesel mantığı bir dilin metaforik oyunlarına indirgenemez. Bunun yerine “viral”, çağdaş kapitalist kültürün karmaşık ontolojisini soruşturmak için kullanılabilecek bir bulaşma ve tekrarlama mantığı olarak yahut da belirli bir eylem tarzı olarak da okunabilir. Bu mantığın hem “meta”ların (ticarî ürünler ve tüketici nesneleri gibi), hem de “kötü”lerin (bilgisayar virüsleri, teröristler veya kuş gribi gibi) dağılımının analizi adına geçerli bir entelektüel yöntem olarak tatbik edilebileceği söylenebilir".
Fuck yourself with a rubber hose
Ancak bu yazı hiçbir şekilde virallik içermiyor bunu da belirteyim.
Bugün iyileşiyor muyum yoksa akıl sağlımı mı yitiriyorum bilemediğim bir durumla karşı karşıya kaldım. Hem de tam site site, uygulama uygulama dolaşıp "Kim izliyor bu viralleri?" sorusunu sormuşken çıktı önüme en büyük sorunsal. Aslında yayınlamayacağım ama alıntılar yapacağım bir yazıyı dizmeye başlamıştım. Yazı oldukça da öfkeliydi. Öfkesinden ben bile korktum. Sonra tam seçtiğim parçayı yerleştirmek üzereyken, "Du bakiim şunu bi teyit edeyim" dedim ve on yıllardır bildiğim bir yanlışı düzeltme fırsatım oldu. Tabii ki beynimden vurulmuşa dönerek. Çünkü parça arşivimde hem wav hem de MP3 haliyle Frank Zappa imzalı olarak duruyordu. Üstelik parça Youtube'da son derece viral bir biçimde Frank Zappa ve Steve Vai'in ortak çalışmaları olarak farklı kanallardan yüklenmişti. Yani albüm tarihi ile Zappa'nın ölüm tarihi karşılaştırılmasa "Ha, tamam beraber yapmışlar işte..." denilip geçilebilecek bir hadise. Bu hikayenin nasıl viral bir hale gelmiş olmasını cepte tutalım çünkü yazının ilerleyen satırlarında yeni tip virüs hakkında Türkiye cephesiyle ilgili bir şeyler okuma ihtimaliniz yüksek.
Gelelim Discogs'a. Tam "Ey verilerine güvendiğiminin Discogs'u" diyecektim ki aslında hatanın da onların olmadığını fark ettim. Hata kimde, ortada bir hata var mı, bunları karantinada kalma süremiz uzadığı için mi soruyorum bilmiyorum ama bildiğim tek şey 2 CD şeklinde 2001 yılında, (anladığım kadarıyla da toplama albümler basan bir label olan) The Swingin' Pig tarafından yayınlanan ve sözüm ona Zappa parçalarından oluşan "The Sheik’s Rehearsals"ın piyasaya sürülmesiyle çarşı pazar karışıyor. Label büyük bir hataya imza atarken bunu sorgulayıp sorgulamadığından emin olmadığım siteler de parçayı Zappa ve Steve Vai üzerine kaydediyor. Kimse de kalkıp "Kardeşim burada büyük bir hata var!" demiyor. Parça 2. diskin 9. parçası olarak yerini alıyor.
Tabii ki Steve Vai ile Zappa'nın uzun yıllar birlikte çalışmış olması "Acaba bunu kaydettiler, kenara koydular ve sonra da Vai bunu 1998 yılında yayınlanan ve kayıtların 1982-1998 yılları arasında yapıldığını not düştüğü Epic tarafından basılan "Flex-Able" albümünün ilk parçası olarak yayınlıyor mu?" sorusunu gündeme getiriyor.
Yalnız albümdeki icracıların içinde Zappa'yı göremiyoruz. Eğer Zappa ile birlikte yazmış ve çalmış olsaydı herhalde bunu not ederdi diye düşünüyorum. 1998 yayın tarihli albümdeki bu parça için Discogs'ta davul dışında her şeyin Steve Vai tarafından çalınmış olduğu yazılı. Davulu ise Robin Dimaggio çalıyor. Ancak bu albümün Discogs'ta 43 ayrı versiyonu görünüyor ve bunlardan yalnızca birinde "Fuck Yourself" var. 1984 yılında ilki basılan albümde ve diğerlerinde parçayı göremiyoruz. Haklısınız buralarda benim de kafam biraz yandı ve hatta yazıyı burada bıraksam mı acaba diye bile düşündüm. Düşünmekle kalmadım bırakıyorum. Belki bilir kişilere danışır başka bir yazıda konuya geri dönerim.
Yalnız albümdeki icracıların içinde Zappa'yı göremiyoruz. Eğer Zappa ile birlikte yazmış ve çalmış olsaydı herhalde bunu not ederdi diye düşünüyorum. 1998 yayın tarihli albümdeki bu parça için Discogs'ta davul dışında her şeyin Steve Vai tarafından çalınmış olduğu yazılı. Davulu ise Robin Dimaggio çalıyor. Ancak bu albümün Discogs'ta 43 ayrı versiyonu görünüyor ve bunlardan yalnızca birinde "Fuck Yourself" var. 1984 yılında ilki basılan albümde ve diğerlerinde parçayı göremiyoruz. Haklısınız buralarda benim de kafam biraz yandı ve hatta yazıyı burada bıraksam mı acaba diye bile düşündüm. Düşünmekle kalmadım bırakıyorum. Belki bilir kişilere danışır başka bir yazıda konuya geri dönerim.
Bu arada parça buram buram Zappa kokuyor. Şarkı söyleme tavrı ve stilinden efektli yapısına, sözlerinin sertliğine kadar Zappa şarkılarından neredeyse hiç ayırt edilemez. Eğer bu parçada Zappa parmağı yoksa o zaman hayaletinin katkısı kesin var.
Müzikle iyileşiyoruz no. 49.5
Şimdi bu kadar kafa yakan ve aslında kesin yargıya varmak da istemeyen kelime öbeklerinin üzerine dün gece izlediğim canlı yayınların birinin nasıl viral bir reklama dönüştüğü konusunu yazmak istiyorum. "Mücbir Sebepler" başlığıyla Bartu Küçükçağlayan ile Melikşah Altuntaş'ın yaptıkları canlı yayınlardan birine bir arkadaşım sayesinde maruz kaldım. Bir gece önce de aynı arkadaşım sayesinde... Neyse... Program içinde sık sık Serdar Ortaç'tan bahsediliyor Bartu'nun canlı yayınına katılması için Ortaç'ı ikna etme amaçlı çekilen videolar, görüşmeler gösteriliyordu. Her ikisi de işlerinde gayet başarılı olan ve Kadıköy çevrelerinden bildiğim Bartu ve Melikşah'ın neden böyle bir canlı yayını yapmakta olduklarını anlamakta güçlük çektiğimi söyleyebilirim. Bu arada tanıdığım bildiğim bizim kuşaktan pek çok oyuncu, müzisyen arkadaşım hatta Kadıköy Belediyesi?!? Neden yahu?), canlı yayına katılıp ara sıra yorum bile yazıyordu. Velhasıl kelam dün geceki programda Bartu muradına erdi ve Serdar Ortaç'la canlı yayın yaparak izleyici sayısını kendilerinin deyimiyle "2 Fenerbahçe stadı tribünlerini dolduracak insan sayısına ulaştırdı". Sonra da Serdar Ortaç'ı yayından attı.
Birinci sorum şu "Neden Melikşah'ın hesabından değil de Bartu'nun hesabından canlı yayın yapılıyor?" İkinci sorum ise "Neden oturup bunu izliyor ve viral bir reklama dönüşen bu canlı yayını izliyoruz?" İkisinin de cevabını çok iyi biliyorum elbette. İkinci sorunun cevabına ek yapmam gerekirse yayının son 15 dakikasında müthiş bir tatmin olma olayı izledim.
Ay resmen orgazm!
Çünkü viral reklamını yaptıkları araba kiralama şirketi tarafından kendilerine tahsis edilen arabanın önü kesiliyor, onların geçeceklerini bildikleri sokaklarda oturanlar lambalarını açıp kapayarak kendilerince selamlıyorlardı. Yolunuz açık olsun, selametle diyorum ben de... ve işime bakmaya devam ediyorum. Bakalım bu gözler daha neler görecek, neler duyacak? "İşine bak Özge girme bu toplara, çıkma kafa topuna" diye öğütlüyorum bir kez daha kendime. Zira gün sonunda Sarp Apak değil sen atlatamayacaksın diye korkuyorum.
"Sabır ve dua ile..."
Birinci sorum şu "Neden Melikşah'ın hesabından değil de Bartu'nun hesabından canlı yayın yapılıyor?" İkinci sorum ise "Neden oturup bunu izliyor ve viral bir reklama dönüşen bu canlı yayını izliyoruz?" İkisinin de cevabını çok iyi biliyorum elbette. İkinci sorunun cevabına ek yapmam gerekirse yayının son 15 dakikasında müthiş bir tatmin olma olayı izledim.
Ay resmen orgazm!
Çünkü viral reklamını yaptıkları araba kiralama şirketi tarafından kendilerine tahsis edilen arabanın önü kesiliyor, onların geçeceklerini bildikleri sokaklarda oturanlar lambalarını açıp kapayarak kendilerince selamlıyorlardı. Yolunuz açık olsun, selametle diyorum ben de... ve işime bakmaya devam ediyorum. Bakalım bu gözler daha neler görecek, neler duyacak? "İşine bak Özge girme bu toplara, çıkma kafa topuna" diye öğütlüyorum bir kez daha kendime. Zira gün sonunda Sarp Apak değil sen atlatamayacaksın diye korkuyorum.
"Sabır ve dua ile..."
Bugünün iyileştiren müziği no. 49 ve onun küçük kardeşi 49.5 için Steve Vai'den... "FUCK YOURSELF" (ay pardon azıcık sesimi yükselttim).
Umut hayatın her alanına sinmiş virüsle mücadelede!
Fuck Yourself
Fuck yourself with a rubber hose
Stick it in your mouth and down your throat
Up your nose and in your heinie hole I don't care where it goes
And it don't matter if you're straight or gay
You should fuck yourself anyway
Now, you don't have to listen to a word I say
But I know you, you'll be humpin' away
Fuck yourself with your neighbor's nose
If you can't use that, use a 10-foot pole
Stick it up your ass and go for a stroll
Everyone will know you've been to this show
If you can't take, eat my stool
Masturbate with some crazy glue I don't care what you do
Fuck yourself with a garden tool
Fuck yourself with politics
Ahh they're full of fuckin' fuckin' shit
I mean you know we've been lied to ever since we were born It's amazing that we've been getting fucked that long
Fuck yourself with the world wide web
Man you could ride that sucker right from your bed
You may even meet a Tom, Dick, Jane or Billy
Then grab onto your modem and fuck yourself silly
Fuck yourself with your heart and soul
Give it everything you got, hey I'm talkin' to you
If you can't even fuck yourself,
How ya gonna fuck somebody else?
Fuck yourself with my microphone
I'll give it to you later when we're all alone
We can turn it up loud
And see if you come, but
Don't get your jizz on my microphone
Fuck yourself with organized religion
Now that is some seriously sinnin' business
If the Lord sees their pathetic crimes
He'll be fuckin' them 'til the end of time
And can someone explain to me this racist crap
I know it isn't white, but it isn't black
And to all you people who only see things your way
Well, you can suck my dick and take all day
Fuck your nose with a pound of blow
Watch your money get up and go but when you burnt your brain and you say
I don't know! I hate to tell you but I told you so
Fuck yourself with this grunge rock noise I mean, stuff those albums in your groin
They come down on me because
I know how to play - Hey... fuck you!
Fuck yourself with a copy of Rolling Stone
Or are they too holy for your holiest of holes
Now those people think they're holier than
Moses But aren't they just a bunch of fuckin' posers
Fuck yourself with your mother's jewelry I won't tell, I ain't a stooly
If you pounce hard enough you'll cough up a ruby
Your blood will be rich and so will your doodie
Fuck yourself with the latest fashion
With your spikes and your hair and those cute little buttons
And if you happen to have some leather and lace
Fuck yourself 'til you're blue in the face
Fuck yourself with your income tax
They're fucking you and that's a fact
Before you know it your money's all spent
And you've just been fucked by the government
Fuck yourself with your lawyer friend
You're the only one that's getting fucked in the end
I have been so fucked by legal bills that my asshole is the size of
I have been so fucked by legal bills that my asshole is the size of
Beverly Hills Fuck yourself with your full-length sweater
With your minks and your diamonds and your Irish Setter
With your cash and your trash and your sinks and your drinks
Just fuck yourself 'til you can't even think
Those of you who enjoy this song thank you thank you,
I love you Let's get it on
But for those of you who are totally outraged
Fuck yourself with your face
1 yorum:
Temiz bir Youtube sayfası açarak Muffin Man'i dinleyeyim dedim, olur mu acep? R.E.
Yorum Gönder