Türkiye'de dergicilik zor iş. Hele ki müzik dergisi yapıyorsanız, işiniz daha da zor. Biz de Blue Jean'den Sound'a, Andante'den Bant'a müzik dergileri hakkında bilmediklerimizi dergilerin yayın yönetmenlerine sorduk.
Türkiye'de müzik dergiciliği yapmak hayli güç. Yine de birçok dergi tüm ekonomik zorluklara rağmen halen ayakta dimdik duruyor ve müziği okumanın keyfine vardırıyor. Müzik dergisi deyince ilk akla gelen bir zamanların Hey dergisi olsa da o zamandan bu zamana kimler geldi kimler geçti... Roll, Çalıntı, Müzük, Kuara, Ve Müzik, Orkestra, Rolling Stone, Billboard, Volume ve daha niceleri. Okuyucu kitlesini yaratıp yayın hayatına devam edebilen dergilerin sayısı iki elin parmaklarını geçmese de Türkiye'de birilerinin müzik üzerine kafa yorup, yazması ve bunları dergi formatında yayınlaması son derece sevindirici. Farklı kulvarlardaki müzik dergilerinin yayın yönetmenlerine, müzik dergiciliğini sorduk...
Çok dar bir kitlemiz varAndante Dergisi Genel
Yayın Yönetmeni Serhan Bali
2002 yılının Ekim ayından beri müzik dergiciliğiyle uğraşıyorum. Andante dergisi bu yılın ekim ayında 8. yaşını bitirdi. Yurtiçi ve yurtdışından dergiye katkıda bulunan çok geniş bir yazar kadrosuna sahibiz. Ama yazı işlerinde sadece iki kişiyiz. Türkiye'de müzik dergicisi olmayı klasik müzik dergisi yayımlamak bağlamında değerlendirebilirim ancak. Ve pek de akıllıca bir iş olduğunu söyleyemem! Çünkü bu ülkede klasik müziği, dergi okuru olacak kadar ciddi ve 'içinden' takip eden kitle çok dar bir boyutta maalesef. Büyük şehirlerde konser-opera salonları doluyor, festivaller ilgi görüyor ama iş klasik müzik üzerine okumaya, bu işin kültürü hakkında bilgi-görgü artırmaya, klasik müziğin yerel ve dünya gündemini takip etmeye gelince ortam bir anda sığlaşıyor.
Örneğin gelişmiş Avrupa ülkelerinde durum böyle değil. Orada klasik müzik tutkusunu ciddiye alan dinleyici konserine-operasına da gider, radyosunu da dinler, CD kaydını da alır, dergisini de okur. Hatta düzensiz okumak şöyle dursun takip ettiği dergiye abone olur. biz Türkiye'nin tek klasik müzik dergisiyiz.
Yayın Yönetmeni Serhan Bali
2002 yılının Ekim ayından beri müzik dergiciliğiyle uğraşıyorum. Andante dergisi bu yılın ekim ayında 8. yaşını bitirdi. Yurtiçi ve yurtdışından dergiye katkıda bulunan çok geniş bir yazar kadrosuna sahibiz. Ama yazı işlerinde sadece iki kişiyiz. Türkiye'de müzik dergicisi olmayı klasik müzik dergisi yayımlamak bağlamında değerlendirebilirim ancak. Ve pek de akıllıca bir iş olduğunu söyleyemem! Çünkü bu ülkede klasik müziği, dergi okuru olacak kadar ciddi ve 'içinden' takip eden kitle çok dar bir boyutta maalesef. Büyük şehirlerde konser-opera salonları doluyor, festivaller ilgi görüyor ama iş klasik müzik üzerine okumaya, bu işin kültürü hakkında bilgi-görgü artırmaya, klasik müziğin yerel ve dünya gündemini takip etmeye gelince ortam bir anda sığlaşıyor.
Örneğin gelişmiş Avrupa ülkelerinde durum böyle değil. Orada klasik müzik tutkusunu ciddiye alan dinleyici konserine-operasına da gider, radyosunu da dinler, CD kaydını da alır, dergisini de okur. Hatta düzensiz okumak şöyle dursun takip ettiği dergiye abone olur. biz Türkiye'nin tek klasik müzik dergisiyiz.
Zorluklara kulak tıkadıkBant Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Aylin Güngör ve Yazı İşleri Müdürü J. Hakan Dedeoğlu 2003 yılından beri dergi çıkarıyoruz. Ama şunu söylemek lazım. Ne iki sayı yayımlanan ilk dergimiz Forward, ne de Bant tam anlamıyla bir müzik dergisi değil. İçinde sinema, sanat ve diğer konular da var. Tam bir müzik dergisi ekibiyiz ama sadece müzik üzerine olsun istemedik. Derginin çekirdek kadrosu 10-11 kişi. Bunun dışında dergiye yazı yazan, çizim yapan birçok katılımcımız var. Çekirdek kadrodan çoğu kişinin ya başka işleri var ya da öğrenciler. Türkiye'de müzik piyasası, her kanalıyla, hiçbir zaman tam olarak gelişemediği için, yayıncılığı da ona paralel olarak ilerliyor. Ama okuyucu nabzını yakalamaya çalışmaktansa ekip olarak iyi olduğuna inandığımız, güvendiğimiz müziklere yer veriyoruz, grupları Türkiye'ye getiriyoruz, konserler düzenliyoruz, yerli yeni isimlere yer veriyoruz. Müziğin insanlara ulaşma yolculuğunda kendimize düşen görevi yerine getiriyoruz. Türkiye'de dergici olmanın zorluklarına kulak tıkayıp, gittiği yere kadar gidelim diyoruz.
Utandığımız için çıkardıkDrum&Bass Magazine Genel Yayın Yönetmeni Ediz Hafızoğlu
Drum&Bass Magazine adından da anlaşılacağı üzere davul ve basla ilgili bir müzik dergisi. Okurlarımız sadece davulcular ve basçılar değil, hem müzisyenlerin geneli hem de müzisyen olmayan birçok okurumuz var. Müzik hakkında merak ettiğiniz birçok konuyu işliyoruz. Bunun yanında da sadece dergi yayınlamıyoruz, birçok etkinlik düzenliyoruz. Eğitim seminerleri, workshoplar, konserler... Sonuçta genç neslin doğru bir şekilde yönlendirilmesi için çabalıyoruz. Dergiyi çıkaralı 1 yıl oldu. Aslında biz dergici değiliz. Ben profesyonel müzisyenim, davul çalıyorum. Eşim ise bir reklam ajansında proje müdürü. Yıl 2009 olmuş, Türkiye'de hala enstrüman dergisi yayınlanmamış. Bu utançtan bir şekilde kurtulup müzisyenleri daha ileriye taşıyabilecek fikirleri onlarla paylaşmak için yola çıktık. Dergide yazan yazarların tümü profesyonel müzisyen. gönüllüler, tasarımcılar, yazar ve çizerler de eklenince bu sayı 30'u buluyor. Dergimizin gördüğü ilgiden çok mutlu ve umutluyuz.
Drum&Bass Magazine adından da anlaşılacağı üzere davul ve basla ilgili bir müzik dergisi. Okurlarımız sadece davulcular ve basçılar değil, hem müzisyenlerin geneli hem de müzisyen olmayan birçok okurumuz var. Müzik hakkında merak ettiğiniz birçok konuyu işliyoruz. Bunun yanında da sadece dergi yayınlamıyoruz, birçok etkinlik düzenliyoruz. Eğitim seminerleri, workshoplar, konserler... Sonuçta genç neslin doğru bir şekilde yönlendirilmesi için çabalıyoruz. Dergiyi çıkaralı 1 yıl oldu. Aslında biz dergici değiliz. Ben profesyonel müzisyenim, davul çalıyorum. Eşim ise bir reklam ajansında proje müdürü. Yıl 2009 olmuş, Türkiye'de hala enstrüman dergisi yayınlanmamış. Bu utançtan bir şekilde kurtulup müzisyenleri daha ileriye taşıyabilecek fikirleri onlarla paylaşmak için yola çıktık. Dergide yazan yazarların tümü profesyonel müzisyen. gönüllüler, tasarımcılar, yazar ve çizerler de eklenince bu sayı 30'u buluyor. Dergimizin gördüğü ilgiden çok mutlu ve umutluyuz.
İlk gençlik dergimizBlue Jean Yayın Yönetmeni Çağlan Tekil
Blue Jean bir müzik dergisi. İçeriğinde gençlerin ilgisini çekebilecek sinema konuları da yer almakta. Ayrıca bilgisayar oyunları ve teknoloji üzerine köşelerimiz de var Blue. Jean'le birlikte her ay iki de ek dergi veriyoruz. Bunlardan ilki rock ve metalseverler için Mart 2011'de 4 yaşına basacak olan Headbang dergisi. Diğeri ise ağırlıklı olarak teenage pop yıldızlarını konu alan Pop Up dergisi. Blue Jean'in ilk sayısı 1987 yılının Şubat ayında yayımlandı. Derginin ana kadrosu beş kişi. Ayrıca dışarıdan katkıda bulunan on civarında yazarımız var. İnternet, radyo ve TV gibi rekabet etmeniz gereken büyük güçler var. İnsanlar okumak yerine, zahmetsiz ve ücretsiz olduğu için dinlemeyi ve izlemeyi tercih ediyorlar. Blue Jean yıllardır Türkiye'nin en iyi müzik yazarı kadrosuna sahip. Bu yüzden de güçlü rakiplere rağmen hala tercih edilen oluyoruz. Satışlarımız çok iyi. 2010'da son 5 yılın en yüksek satış ortalamasını yakaladık. Blue Jean'in okuyucusuyla daha önce çalıştığımız hiçbir yerde rastlamadığımız özel bir ilişkisi var. Türkiye'de bir müzik dergisinin 23 yıl boyunca ayakta kalabilmesinin en önemli sebebi de okuyucusuyla kurduğu bu samimi bağ.
Blue Jean bir müzik dergisi. İçeriğinde gençlerin ilgisini çekebilecek sinema konuları da yer almakta. Ayrıca bilgisayar oyunları ve teknoloji üzerine köşelerimiz de var Blue. Jean'le birlikte her ay iki de ek dergi veriyoruz. Bunlardan ilki rock ve metalseverler için Mart 2011'de 4 yaşına basacak olan Headbang dergisi. Diğeri ise ağırlıklı olarak teenage pop yıldızlarını konu alan Pop Up dergisi. Blue Jean'in ilk sayısı 1987 yılının Şubat ayında yayımlandı. Derginin ana kadrosu beş kişi. Ayrıca dışarıdan katkıda bulunan on civarında yazarımız var. İnternet, radyo ve TV gibi rekabet etmeniz gereken büyük güçler var. İnsanlar okumak yerine, zahmetsiz ve ücretsiz olduğu için dinlemeyi ve izlemeyi tercih ediyorlar. Blue Jean yıllardır Türkiye'nin en iyi müzik yazarı kadrosuna sahip. Bu yüzden de güçlü rakiplere rağmen hala tercih edilen oluyoruz. Satışlarımız çok iyi. 2010'da son 5 yılın en yüksek satış ortalamasını yakaladık. Blue Jean'in okuyucusuyla daha önce çalıştığımız hiçbir yerde rastlamadığımız özel bir ilişkisi var. Türkiye'de bir müzik dergisinin 23 yıl boyunca ayakta kalabilmesinin en önemli sebebi de okuyucusuyla kurduğu bu samimi bağ.
Tam bir mucize!Jazz Dergisi Genel Yayın
Yönetmeni Zuhal Focan
1995 yılından bu yana kesintisiz Jazz Dergisi'nin yayın ve reklam yönetmeni olarak çalışıyorum. Dergide aktif olarak 5 kişi çalışıyoruz. Ama diğer yazar arkadaşlarımla birlikte 45-50 kişilik bir kadroyuz aslında. Çoğu bu müziği sevdikleri için ve bu müziği çaldıkları için dergide gönüllü ve cazsever olarak yazıyorlar. Biz dergiyi ilk çıkardığımız 1995 yılının son aylarında Türkiye'de caz CD'si anlamında henüz üretim aşaması yoktu. Artık her yerde caz var! Caz müzisyeni, her metrekarede, her türlü şartta bir şekilde müziğini yapan insan demektir. Jazz Dergisi, Boyut Yayın Grubu'nun bir dergisi olduğundan son derece şanslı. İlk piyasaya çıktığımız günden bu yana üç ekonomik kriz, bir de ondan daha fazla etkileyici olan depremi yaşadık. Neticede eğlence sektörü içinde görünen bir dergi olduğumuzdan her şeyden etkilendik. Festivaller, ertelendi, ama Jazz yine de çıktı. Ayrıca üç ayda bir çıkan, son derece özel sayılabilecek bir derginin satış fiyatının daha pahalı olması beklenir ama bir şekilde bunun da üstesinden geliniyor. Okuyucunun 6 TL'ye bu kalitede bir dergiye ulaşabiliyor olması bir mucize!
Yönetmeni Zuhal Focan
1995 yılından bu yana kesintisiz Jazz Dergisi'nin yayın ve reklam yönetmeni olarak çalışıyorum. Dergide aktif olarak 5 kişi çalışıyoruz. Ama diğer yazar arkadaşlarımla birlikte 45-50 kişilik bir kadroyuz aslında. Çoğu bu müziği sevdikleri için ve bu müziği çaldıkları için dergide gönüllü ve cazsever olarak yazıyorlar. Biz dergiyi ilk çıkardığımız 1995 yılının son aylarında Türkiye'de caz CD'si anlamında henüz üretim aşaması yoktu. Artık her yerde caz var! Caz müzisyeni, her metrekarede, her türlü şartta bir şekilde müziğini yapan insan demektir. Jazz Dergisi, Boyut Yayın Grubu'nun bir dergisi olduğundan son derece şanslı. İlk piyasaya çıktığımız günden bu yana üç ekonomik kriz, bir de ondan daha fazla etkileyici olan depremi yaşadık. Neticede eğlence sektörü içinde görünen bir dergi olduğumuzdan her şeyden etkilendik. Festivaller, ertelendi, ama Jazz yine de çıktı. Ayrıca üç ayda bir çıkan, son derece özel sayılabilecek bir derginin satış fiyatının daha pahalı olması beklenir ama bir şekilde bunun da üstesinden geliniyor. Okuyucunun 6 TL'ye bu kalitede bir dergiye ulaşabiliyor olması bir mucize!
Teknoloji ve müzik dergisiSound Dergisi Editörleri Cem Sarıoğlu ve Aydilge Sarp
2004 yılında Volume Dergisi ile başlayan maceramız 2008 Aralık'tan beri Sound ile devam ediyor. İki editörümüz, üç reklam sorumlusu, bir grafiker ve 12 telifli yazarımız var. Ankara ve İstanbul'da anlaşmalı olarak çalıştığımız üç kayıt stüdyosu var. Sound'da içerik olarak prodüksiyon, enstrüman, kayıt ve canlı performans konuları işleniyor. Bu da müzik sevenlere, işin mutfak kısmında olan bitenleri, bir şarkının nasıl hayat bulduğunu görebilecekleri bir platform sağlıyor. Alanımızda tek olduğumuz için ülkemiz müzisyenlerinin faydalanabildiği tek dergiyiz. Bağımsız müzik, caz, etnik müzik, elektronik ve rock müzik alanına eş değerde yer veriyoruz. Bağımsız bir şirket olduğumuz için içerik konusunda özgür olabiliyoruz. Enstrüman alanında ise yerli üretici firmaların sesi olabilen tek Türkçe yayınız. dergilerin kapanmasına bir rakip daha elendi diye bakmak yerine, hem meslektaşlarımız için üzülüyoruz, hem de insanların müziğe olan merakının azalmasına dertleniyoruz.
2004 yılında Volume Dergisi ile başlayan maceramız 2008 Aralık'tan beri Sound ile devam ediyor. İki editörümüz, üç reklam sorumlusu, bir grafiker ve 12 telifli yazarımız var. Ankara ve İstanbul'da anlaşmalı olarak çalıştığımız üç kayıt stüdyosu var. Sound'da içerik olarak prodüksiyon, enstrüman, kayıt ve canlı performans konuları işleniyor. Bu da müzik sevenlere, işin mutfak kısmında olan bitenleri, bir şarkının nasıl hayat bulduğunu görebilecekleri bir platform sağlıyor. Alanımızda tek olduğumuz için ülkemiz müzisyenlerinin faydalanabildiği tek dergiyiz. Bağımsız müzik, caz, etnik müzik, elektronik ve rock müzik alanına eş değerde yer veriyoruz. Bağımsız bir şirket olduğumuz için içerik konusunda özgür olabiliyoruz. Enstrüman alanında ise yerli üretici firmaların sesi olabilen tek Türkçe yayınız. dergilerin kapanmasına bir rakip daha elendi diye bakmak yerine, hem meslektaşlarımız için üzülüyoruz, hem de insanların müziğe olan merakının azalmasına dertleniyoruz.
Alternatif arayışındakilerin kolektif yayınıDeli Kasap Genel Yayın Yönetmeni Murat Arda
Deli Kasap bir grup müzikseverin, dağcının, rockçının, sporcunun, heavy-metal bağımlısının, punk-rocker'ın, gezginin ve huysuzun, var olan kültürel, siyasal ve sosyal iklimden memnun olmamaları; mevcut yazılı, görsel ve işitsel medyayı sıkıcı bulmaları; öfkelerini, sevinçlerini ve hüzünlerini paylaşabilecekleri ortak bir platformdan yoksun olmaları ve benzeri debdebeli gerekçelerle 'kendi düşüncelerini temsil edebilecek bir alternatif medya yaratma amacıyla' kurdukları kolektif bir basın girişimidir. Deli Kasap enternasyonalisttir. Yayınlarında aşırı sağa, köktendinciliğe, ırkçılığa karşı tavır alır. Rock'n'Roll'un kuru gürültüden ibaret olmadığının bilinciyle bir ayağı hep sokaklardadır. 2001 senesinde yayın hayatına başlayan Deli Kasap'ın internet sitesi, delikasap.com'dur. Fanzin kültürü, edebiyat, güncel ve politik eleştirilerle müzik gazeteciliğini harmanladıkları içeriğiyle, 2003 yılında 'Kemancı Zine Okurları En İyi İnternet Sitesi' ödülünü almıştır. İnternet yayıncılığına ek olarak her biri Türkiye'nin aydınlarına adanmış koleksiyon sayıları hazırlamış ve bu, özel dergi formatında limited edition olarak Deli Kasap takipçilerine sunulmuştur (Hrant Dink, Aziz Nesin, Yaşar Kemal ve Can Yücel'e ithaf edilen koleksiyon baskıları toplamda 3 binin üzerinde okuyucuya ulaşmıştır). Deli Kasap; kendini kısaca 'Rock'n'Roll kültürü mecmuası' olarak tanımlar.
Deli Kasap bir grup müzikseverin, dağcının, rockçının, sporcunun, heavy-metal bağımlısının, punk-rocker'ın, gezginin ve huysuzun, var olan kültürel, siyasal ve sosyal iklimden memnun olmamaları; mevcut yazılı, görsel ve işitsel medyayı sıkıcı bulmaları; öfkelerini, sevinçlerini ve hüzünlerini paylaşabilecekleri ortak bir platformdan yoksun olmaları ve benzeri debdebeli gerekçelerle 'kendi düşüncelerini temsil edebilecek bir alternatif medya yaratma amacıyla' kurdukları kolektif bir basın girişimidir. Deli Kasap enternasyonalisttir. Yayınlarında aşırı sağa, köktendinciliğe, ırkçılığa karşı tavır alır. Rock'n'Roll'un kuru gürültüden ibaret olmadığının bilinciyle bir ayağı hep sokaklardadır. 2001 senesinde yayın hayatına başlayan Deli Kasap'ın internet sitesi, delikasap.com'dur. Fanzin kültürü, edebiyat, güncel ve politik eleştirilerle müzik gazeteciliğini harmanladıkları içeriğiyle, 2003 yılında 'Kemancı Zine Okurları En İyi İnternet Sitesi' ödülünü almıştır. İnternet yayıncılığına ek olarak her biri Türkiye'nin aydınlarına adanmış koleksiyon sayıları hazırlamış ve bu, özel dergi formatında limited edition olarak Deli Kasap takipçilerine sunulmuştur (Hrant Dink, Aziz Nesin, Yaşar Kemal ve Can Yücel'e ithaf edilen koleksiyon baskıları toplamda 3 binin üzerinde okuyucuya ulaşmıştır). Deli Kasap; kendini kısaca 'Rock'n'Roll kültürü mecmuası' olarak tanımlar.
Biz Roll'u severdik...Roll, Express ve Bir+Bir Genel Yayın Yönetmeni Merve Erol 1996 yılının sonlarında da Roll'u yayınlamaya başladık. Express tekrar 2001'de yayınlandı, şimdi de kendisine Bir+Bir eşlik ediyor. Roll, bizim açımızdan sadece müzik dergisi değildi; güzelliği de buradaydı. Belki '90'ların canlılığı da buna imkan veriyordu. Express'in doğrudan siyasi dilinden ve dertlerinden sonra kendimizi sudan işlerle rahatlamış gibi hissetmiyorduk. O toplumsallığı müzik ve başka şeyler üzerinden düşünmeye, kurmaya başlamıştık sadece. Müzik de bu imkanı bize fazlasıyla veriyordu, müzikten başka şeyler üzerine düşünmek, tavır almak için de fazlasıyla alan açıyordu. Müziğe, müzisyenlere sevgimizin yanında, bu durum da bize bir tatmin duygusu veriyordu, aksi takdirde bu kadar uzun süre ayakta kalamayabilirdi Roll. Aylık Express bir ihtiyaç olarak kendini hissettirince Roll'a da destek olmuş oldu. Kendi içinde bir döngüyü tamamladı Roll, özel sayılarla birlikte toplam 150 sayıda bütünlüklü bir serüven oluşturdu. Belki müzik de dünyaya bakışımızda eski ağırlığını yitirmeye başlamıştı. Ayakta ve güzel ölmesini istedik. Çok zorlanacağı günleri görmemeyi tercih ettik.
ÖZGE Ç. DENİZÇİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder