18 Aralık 2015 Cuma

Cazda 'm-u-s-i-c' zamanı

Türkiye caz müzik piyasasında bir kıpırdanma var. Yeni caz mekanları açılıyor, yeni isimler albümler çıkarıyor. Elif Çağlar da onlardan biri.

https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWZ_GIZWn-QBL0NeiI256lehhKtffS4mXGI8BCdq068kxkpTHGeSrQA7Qdqj0CI5TAM5U-fArDdhkHtpOTno_C95tGRtno_efghayU5O4DJZsUIZ1F_0v_5jIrfyxIEYiEFTvqA521d7I/s320/elif-%25C3%25A7a%25C4%259Flar.jpg
Elif Çağlar, İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde kompozisyon bölümü okuyup oradan hayranı olduğu isimlerle çalışmak için New York'a, Queens College, The Aaron Copland School of Music'e gidebilen şanslı müzisyenlerden. İlk albümü 'm-u-s-i-c'i bağımsız plak şirketi, Nu-Dc Records'dan çıkardı. Çağlar, cazla tanışmasını ve ilişkisini   11 yaşında dinlediği bir albüme borçlu. 'Caz, o yıllarda dinlediğim '20 Swinging Favorites' isimli toplama bir albümle aklımın bir köşesine girmiş oldu. Daha sonra üniversitede karşıma caz bölümü okuma şansı çıkınca hiç düşünmeden girdim.' Eğitimini aldığı müzik türünde yetkin bir isim olsa da sahne aldığı mekanların ve takipçilerinin bildiği biri olmaktan çıkıp daha geniş bir kesime ulaşmak için albüm yapan Çağlar, 'Kompozisyon bölümü mezunu ve sürekli şarkı yazan bir müzisyen olarak, aklımda çok uzun süredir albüm fikri vardı. Fakat kısmet 2010'da müzisyen arkadaşlarımı toparlayıp kayıtlara girmekmiş. Albümde,  Serkan Z., Ozan Musluoğlu, Onur Alatan, Mert Fehmi Alatan ve Barış Ertürk var. Bu ana kadronun dışında, İmer Demirer, Cengiz Baysal, Bilal Karaman, Ferhat Öz, Hakan Çimenot, Cem Tuncer ve Kerem Türkaydın gibi yine caz severlerin yakından tanıdığı isimler konuk olarak albüme destek oldular' diyor.

Elif Çağlar, kısıtlı bir kitleye hitap eden cazın son dönemde yaşadığı popülerliğin geçici bir ilgi olmamasını umut ediyor. 

Türkiye'de Batılı bir iş yapınca işin içine mutlaka giren oryantalist esintilerden de kaçmış Çağlar: 'Bu albümü kendimi olduğum gibi yansıtabilmek adına yaptım. Beklentim, anlayan insanlara ulaşabilmek ve yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da konserler verebilmek. Özelikle Avrupa'daki dinleyicinin, Türk bir cazcıdan 'etnik' diye etiketlendirdiği müzikler duymaya alıştığına, birçok plak şirketinin de bu yüzden projelere 'buna bir de darbuka, ney ekleyelim' şeklinde yaklaştığına şahit oldum. Biraz bu algının kırılmasında, katkım olursa, ne güzel.'

 2011, Akşam

Hiç yorum yok:

Savruk Yazılar 003 (13 Temmuz Datça- Mesudiye Yangını)

Kask, power bank, su, kumanya, sağlık çantası, kafa feneri…   Yanmaz eldiven, yanmaz gözlük, yanmaz pantolon, yanmaz ayakkabı… Hop orada dur...