Türkiye caz müzik piyasasında bir kıpırdanma var. Yeni caz
mekanları açılıyor, yeni isimler albümler çıkarıyor. Elif Çağlar da onlardan
biri.
Elif Çağlar, İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde kompozisyon
bölümü okuyup oradan hayranı olduğu isimlerle çalışmak için New York'a, Queens
College, The Aaron Copland School of Music'e gidebilen şanslı müzisyenlerden.
İlk albümü 'm-u-s-i-c'i bağımsız plak şirketi, Nu-Dc Records'dan çıkardı.
Çağlar, cazla tanışmasını ve ilişkisini 11 yaşında dinlediği bir
albüme borçlu. 'Caz, o yıllarda dinlediğim '20 Swinging Favorites' isimli
toplama bir albümle aklımın bir köşesine girmiş oldu. Daha sonra üniversitede
karşıma caz bölümü okuma şansı çıkınca hiç düşünmeden girdim.' Eğitimini aldığı
müzik türünde yetkin bir isim olsa da sahne aldığı mekanların ve takipçilerinin
bildiği biri olmaktan çıkıp daha geniş bir kesime ulaşmak için albüm yapan
Çağlar, 'Kompozisyon bölümü mezunu ve sürekli şarkı yazan bir müzisyen olarak,
aklımda çok uzun süredir albüm fikri vardı. Fakat kısmet 2010'da müzisyen
arkadaşlarımı toparlayıp kayıtlara girmekmiş. Albümde, Serkan Z., Ozan
Musluoğlu, Onur Alatan, Mert Fehmi Alatan ve Barış Ertürk var. Bu ana kadronun
dışında, İmer Demirer, Cengiz Baysal, Bilal Karaman, Ferhat Öz, Hakan Çimenot,
Cem Tuncer ve Kerem Türkaydın gibi yine caz severlerin yakından tanıdığı
isimler konuk olarak albüme destek oldular' diyor.
Elif Çağlar, kısıtlı bir kitleye hitap eden cazın son dönemde yaşadığı
popülerliğin geçici bir ilgi olmamasını umut ediyor.
Türkiye'de Batılı bir iş yapınca işin içine mutlaka giren oryantalist
esintilerden de kaçmış Çağlar: 'Bu albümü kendimi olduğum gibi yansıtabilmek
adına yaptım. Beklentim, anlayan insanlara ulaşabilmek ve yurtiçinde olduğu
kadar yurtdışında da konserler verebilmek. Özelikle Avrupa'daki dinleyicinin,
Türk bir cazcıdan 'etnik' diye etiketlendirdiği müzikler duymaya alıştığına,
birçok plak şirketinin de bu yüzden projelere 'buna bir de darbuka, ney
ekleyelim' şeklinde yaklaştığına şahit oldum. Biraz bu algının kırılmasında,
katkım olursa, ne güzel.'
2011, Akşam
Elif Çağlar, kısıtlı bir kitleye hitap eden cazın son dönemde yaşadığı popülerliğin geçici bir ilgi olmamasını umut ediyor.
Türkiye'de Batılı bir iş yapınca işin içine mutlaka giren oryantalist esintilerden de kaçmış Çağlar: 'Bu albümü kendimi olduğum gibi yansıtabilmek adına yaptım. Beklentim, anlayan insanlara ulaşabilmek ve yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da konserler verebilmek. Özelikle Avrupa'daki dinleyicinin, Türk bir cazcıdan 'etnik' diye etiketlendirdiği müzikler duymaya alıştığına, birçok plak şirketinin de bu yüzden projelere 'buna bir de darbuka, ney ekleyelim' şeklinde yaklaştığına şahit oldum. Biraz bu algının kırılmasında, katkım olursa, ne güzel.'
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder