28 Mart 2020 Cumartesi

Müzikle iyileşiyoruz no. 9

“Hepsine alışıyor insan, hepsine ne fena…” Her koşulda yaşamaya endeksli olarak varız aslında. Sadece zaman geçiyor ve biz o süre içinde arızalanıyoruz. Eeee, hepimizinki birbirinden farklı çalışan makinelerimizin de bir kapasitesi var tabi.

Son günlerde ne kadar da “yukarıdan” düşündüğümü fark ettim. Oturduğum yerden ahkam kesiyorum. Evet muhtemelen bu yazıyı okuyorsanız siz de “yukarıda” bir yerdesiniz. Kahvenizi almış, konforlu koltuğunuza oturmuş, haberlere şöyle bir göz atmış, evde çok ama çok sıkılmış, birkaç arkadaşınızla telefonda konuşmuş, çiçeklerinize su vermiş, bilgisayarınızı açıp “bugün hangi diziye başlasam”, kitaplığınızın önünde durmuş “yarım bıraktığım hangi kitaba devam etsem”   diye düşünüyorsunuz. Ah elbette ki en az benim kadar “ne olacak acaba?” sorusunu da sürekli soruyorsunuz. Evlatlarınız varsa onlar için kaygılanıyorsunuz. Bir yandan da biliyorsunuz ki “Her şey insan için var, her şey ne fena, balıklar, bigudi, kördüğüm”, hastalık da sağlık da ölüm de… Bir de evi olmayanlar var. konformist bizlerin hiç anlayamayacağı ama her an onlardan birine dönüşebileceğimiz mülteciler, savaş mağdurları ve evsizler… “Evde kal” demenin aslında ne kadar anlamsız olduğunu gösteren. Şu anda yaptığım da o kadar riyakârca ve aslında o kadar tiksinti verici ki… Aynı şarkıda dediği gibi “Kandırıyorum, herkesi, önce kendimden başlıyorum
Sanırsın şeytan taşlıyorum…” Evet böyle… Sadece vicdanımı temizliyorum, aynı sizin gibi!

Bugün konuların birbirinin içine girdiği bir gün ama meramımı anlatabildiğimi sanıyorum. Sanırım seçtiğim parçanın sözleri de çok konuyu aynı yerde barındırma çabasında, aynen benim birkaç paragrafta toparlamaya çalıştığım gibi. Bugün de böyle olsun!

Bir de şükür ile bitirmek istiyorum yazımı: Hâlâ hayattayız, hâlâ nefes alabiliyoruz, hâlâ güvenli alanımızın içinde evimizdeyiz. 

İnsanoğlu yaşıyor mu hayalinde geleceği? Evet, anladığınız üzere şarkı Büyük Ev Ablukada'dan geliyor, "Hepsine ne fena"

Güzel hayaller kurduğumuz günler dilerim. 




Hepsine ne fena

Hepsine alışıyor insan, hepsine ne fena
İlaçlar var sevdiğim yıllardır görmediğim
Birileri var, birileri yoktu galiba
Yapmak istemediklerim, yapmayı çok istediklerim

Kandırıyorum, herkesi, önce kendimden başlıyorum
Sanırsın şeytan taşlıyorum
Ayaklarınız göl olsun, başınız deniz
Sonra vurun kafanızı, nereye isterseniz

Her şey insan için var her şey ne fena
Balıklar, bigudi, kördüğüm, cennet var en sevdiğim
Ateş suda yanar mı, yanar belki bir ihtimal
Toprak basmak için değil, ona geri dönebilecek miyim

Kandırıyorum, herkesi
Kandırıyorum, herkesi
Kandırıyorum
Kandırıyorum

Kandırıyorum, herkesi, önce kendimden başlıyorum
Sanırsın şeytan taşlıyorum
Ayaklarınız göl olsun, başınız deniz
Sonra vurun kafanızı, nereye isterseniz
Ayaklarınız göl olsun, başınız deniz
Sonra vurun kafanızı


İnsanoğlu hayâlinde
Yaşıyor mu geleceği

Hiç yorum yok:

Savruk Yazılar 003 (13 Temmuz Datça- Mesudiye Yangını)

Kask, power bank, su, kumanya, sağlık çantası, kafa feneri…   Yanmaz eldiven, yanmaz gözlük, yanmaz pantolon, yanmaz ayakkabı… Hop orada dur...