8 Nisan 2020 Çarşamba

Müzikle iyileşiyoruz no. 20

Bugün size Datça’da bir pizza dükkanı olan, her daim dayanışmayı örgütleyen, herkese elinin kolunun yettiğince koşmaya çalışan bir adamdan ve yapmaya çalıştığı Robin Hood’luktan bahsetmek istiyorum. Bundan birkaç hafta önce dükkanını sadece çorba yapmak ve bunu da ihtiyaç sahiplerine dağıtmak üzere açtı. Kolonya, maske ve aşa ihtiyacı olanların bir listesini çıkardı, eli kolu yeten gençleri bir platformda topladı ve onlardan bir tim kurdu. Bu küçük ordusuyla sadece çorba dağıtmadı, yaş sınırı yüzünden sokağa çıkma yasağına takılan yaşlıların günlük dertlerini de dinledi. En hijyenik koşullarda sevgisini, saygısını, hürmetini de katarak yaptığı çorbaları dağıttı ve dağıtmaya da devam ediyor. Cebi değil, yüreği zengin insanların varlığı bizi diri tutacak biliyorum/biliyoruz. 

Muhtemelen o bunu yazmış olmamdan hiç hoşnut olmayacak ancak yine de konudan haberdar olmanız ve hatta belki yaptığı şeyin dayanışma adına farklı mahalleler, sokaklar hatta büyükşehirlerdeki apartmanlar açısından örnek oluşturmasına farkındalık yaratmasını istiyorum/istiyoruz.

Kiralarımızı ve faturalarımızı nasıl ödeyeceğimizi bilmediğimiz bir dönemde dayanışma ağını büyütme ve hayata birlikte tutunma gerekliliği duyan herkese bin şükür.  “Komşum açken ben tok yatamam” diyen herkese bin şükür. Böylesine zor bir dönemde empatisini genişleten herkese bin şükür.  

Günün yazısını, sabah attıkları mesajlarıyla belirleyen ve bu yazının neredeyse kolektif bir yazı olmasını sağlayan arkadaşlarımın da varlığına şükretmeden bitirmek istemiyorum. 

Bu yazı da, parça da kolektif bir şekilde, dayanışmayla yazıldı.

Çünkü dayanışma kazanacak! 


Çünkü Pierre Joseph Proudhon’un  mülkiyeti sorguladığı kitabı  "Mülkiyet Nedir?” kitabında verdiği “Mülkiyet hırsızlıktır!” cevabı, sözü ve görüşü hiç bu kadar gerçek olmamıştı. 

Distopyanın göbeğinde yaşadığımız bugünlerde sevgili dostumuz, Datça’nın Robin Hood’u pizzacı/aşçı, umut insanı Murat Balıkçı nezdinde bütün ütopyacılara selam olsun. 



Imagine

Imagine there’s no heaven’
Cennetin olmadığını hayal et

It’s easy if you try’
Eğer denersen bu kolay

No hell below us’
Altımızda cehennem yok

Above us only sky’
Üstümüzdeyse sadece gökyüzü var

Imagine all the people
Hayal et bütün insanların

living for today...
bu gün için yaşadığını...

Imagine there’s no countries’
Hiç ülke olmadığını hayal et

It isnt hard to do’
Bunu yapmak zor değil

Nothing to kill or die for’
Öldürecek ve uğruna ölecek bir şey yok

No religion too’
Ve din de yok

Imagine all the people
Hayal et bütün insanların

living life in peace...
hayatı barış içinde yaşadığını

Imagine no possesions’
Mülkiyetin olmadığını hayal et

I wonder if you can’
Yapabilir misin merak ediyorum

No need for greed or hunger’
Hırsa ve açgözlülüğe gerek yok

A brotherhood of man’
İnsanların kardeşliği

Imagine all the people
Hayat et bütün insanların

Sharing all the world...
Tüm dünyayı paylaştığını

You may say Im a dreamer’
Benim bir hayalci olduğumu söyleyebilirsin

but Im not the only one’
ama tek ben değilim

I hope some day you’ll join us’
Umarım bir gün sen de bize katılırsın

And the world will live as one
Ve dünya yekvücut olarak yaşar

Hiç yorum yok:

Savruk Yazılar 003 (13 Temmuz Datça- Mesudiye Yangını)

Kask, power bank, su, kumanya, sağlık çantası, kafa feneri…   Yanmaz eldiven, yanmaz gözlük, yanmaz pantolon, yanmaz ayakkabı… Hop orada dur...