22 Nisan 2011 Cuma

Aydilge ‘Kilitler’i kırıyor



Kedine özgü yorumu ve sesiyle birçok kişiyi etkileyen Aydilge, yeni albümü ‘Kilit’le de dikkat çekecek gibi görünüyor. Pink Floyd'un efsane ses mühendisi Andy Jackson'ın da elinin değdiği albüm raflarda.

Aydilge, kendini  “kilit kırmayı ve kelepçe çözmeyi seven arsız bir müzisyen ve yazar” olarak tanımlıyor. Onun sesi Çerkezlik'ten gelen gırtlak yapısı ve küçük yaşta aldığı Türk Sanat Müziği eğitiminin etkisiyle hep dinleyicilere ‘değişik’ geldi. Yavaş yavaş ‘Aydilge sesi’ diye bir algı da oluştu. Aynı zamanda yazar ve Sound dergisi yayın yönetmeni de olan Aydilge müzik piyasasının değişik bir şeyler yapmaya çalışan müzisyenleri ayıklamak istediğini söylüyor.  “Ben sadece müziğimi yapmak istiyorum ve yapıyorum” diyen Aydilge’nin yeni albümü ’Kilit’ bu hafta raflardaki yerini aldı.

Sanırım bir önceki albümün yankıları oldukça iyi oldu… O süreçte neler yaşadınız?

‘Sobe’ albümü ve ardından çıkardığım ‘Takıntı’ single'ı beni ateşleyen çalışmalar oldu. ‘Takıntı’ aslında negatif çağrışımları olan bir kelime olsa da, insanların takıntılı aşk kavramını bu kadar rahat benimsemesi, bana şunu gösterdi. O kadar tutkusuz ve sıradan aşklar yaşıyoruz ki, insanlar ‘takıntılı’ olma halindeki tutkuyu arıyor, bütün zararlarına rağmen.  Bence de tutku iyidir, anlamsız bomboş bir hayat yaşayacağıma, tüm ateşine ve yakıcılığına rağmen tutkulu yaşamayı tercih ederim.

Giydiğiniz Kıyafet Müziğinizi Belirlemez

Müzik kanallarında klipleriniz bol bol dönüyor. Bu başarıyı nasıl elde ettiniz?

Tek düşüncem yaşam enerjisi yüksek, renkli klipler yapmaktı. Ülkemizde ne yazık ki anlamlı ve derin ya da rock'a dahil olan işler yaptığınız zaman karamsar, karanlık, hüzünlü, depresif olmanız prim yapıyor. Oysa yaptığın işin içtenliğini, derinliğini ya da ne kadar rock olduğunu giydiğiniz kıyafetin siyah ya da beyaz olması belirlemez. Renkli işlere imza atmak hafiflik ve yüzeysellikle özdeşleştiriliyor ama bu algıyı değiştirmek lazım. Karanlık olmak derin olmak için yeterli değildir. Aynı fikirleri paylaştığı için de son iki klibimi Gökhan Palas çekti. Bir de şarkı sevildikçe klibi daha çok dönüyor sanırım. Radyolarda sık sık çalınıyor, istek alıyor. Şimdi ‘Kilit’ mynet kavun'da en çok tıklanan şarkı olmuş, henüz çok yeni olmasına rağmen. Sanırım insanların ruhuna dokunabildim.


Aydilge’nin düşlerini kilitlediği sandıkları var mı?

Ben aşkla kırıyorum kilitlerimi, sadece karşı cinse duyulan aşktan bahsetmiyorum. Yaşama duyulan tutku. Zaten sevgiliye duyulan aşka benziyor! Aşık olduğunuzda, o aklınızdan çıkmaz bir türlü. Her bakışı, her sözü, her dokunuşu jilet olup içinizi keser.

‘Kilit’ nasıl ortaya çıktı?

Etrafıma baktığımda insanların yaşama sevincinin kalplerinin ortasındaki küçük bir cam şişede durduğunu ama kapağı açık unutulmuş parfümler gibi hızla uçup gitmekte olduğunu görüyorum. Azaldıkça azalan mavi bir iksir… Beni dehşete düşüren bu… Sevinçsiz yaşamda kalmak. Bütün albümün temasını bu duygu oluşturdu. Yine albümün prodüktörlüğünü ‘Sobe'de de beraber çalıştığım Cem Sarıoğlu’yla üstlendik. Beraber bestelediğimiz parçalar da var. Yine tüm sözler ve bestelerin çoğu bana ait. Alen Konakoğlu, Atakan Ilgazdağ gibi çok sevdiğim arkadaşlarımla kayıt ve düzenleme aşamasında beraber çalıştık.


Albümde başka neler var?

‘Takıntı’ dahil olmak üzere, albüm 5 yeni parçadan oluşuyor. Ayrıca ‘Sobe’ albümünden de en çok sevilen 5 parça bonus olarak yer alıyor. Pink Floyd'un efsane ses mühendisi Andy Jackson'ın ve geçtiğimiz hafta Grammy ödülü kapan, Capitol Records Kaliforniya'da çalışan tek Türk ses mühendisimiz Evren Göknar'ın da sihirli dokunuşları var. Özellikle Andy Jackson gibi bir devle çalışmak, onun şarkılarımdaki Türk ezgilerine karşı heyecan duyup beraber çalışmayı kabul etmesi, tabii çok özel bir his.

Kitaplar, albümler, dergicilik… Bu kadar iş nasıl bir arada yürüyor?

Artık bunlara radyoculuk da eklendi. Her Perşembe 22.00'de, Cem Sarıoğlu’yla Rock Fm'de Art5 Eksi 5 isimli bir program yapıyorum. Ve bütün bu farklı işleri yapmak aslında beni sağlıklı kılıyor. Uykuyla kavgalıyımdır ben. Zaman azalıyor çünkü ve ne kadar az uyursam, o kadar yaşam akar damarıma.

Önümüzdeki süreçte Aydilge neler yapacak?

10 Mart'da Ghetto'da yeni ‘Kilit’in gala konseri var. Sonra Anadolu konserlerim başlayacak. Benim konserlerimde limit yok, kurallar yok, sahte değer yargıları yok, herkes özgür... Çıldırmak, dağıtmak, ağlamak ayıp değil, hepsi güzel, hepsi kabul... Ayrıca geçen yaz Scorpions'ın önünde sahne alma şerefine erişmiştim. Bu yaz da yine dünyaca ünlü bir grubun önünde sahne alacağım ama kim olduğu bir süre sonra açıklanacak.


Fotoğrafları Mehmet Turgut Çekti

Fotoğrafları Mehmet Turgut çekti. O kadınlarla çalışmaktan ayrı bir keyif alıyor çünkü dişiliği ön plana çıkarmayı seviyor. Ama fotoğrafı çekerken öyle bir bakıyor ki,  sen de ister istemez seksi bakmak zorunda hissediyorsun. Ama o seksiliğin içinde erkeğe sunulan bir beden değil, meydan okuyan bir dil var. Ben “ağzımın kilidi eriyor seni görünce” diyebilecek kadar cesur bir kız, o da ağzının kilidi eriyen bir kızın gözündeki tutkuyu fotoğraflayabilen cesur bir adam.


Saçım da kıyafetlerim de asimetrik


 “Beni baştan yarat” dediğim biri yok. Çünkü kimsenin beni yaratmasına müsaade etmem. O zaman Aydilge’den geriye ne kalır? Ama Aydilge'nin kendi daha iyi ifade edebilmesi için görsel olarak yardım aldığım isimler var tabi. Saçlarım ve makyajım konusunda Toprak Şeker, kıyafetlerim konusunda da Ceylan Zigoşlu'dan yardım alıyorum. Saçlarım, kıyafetlerim, her şeyim asimetrik. Tıpkı ruhum gibi. Simetriden, aşırı dengeli ve kontrollü olmaktan hiç hoşlanmıyorum.

 http://www.aksam.com.tr/aydilge-kilitleri-kiriyor--25787h.html

Hiç yorum yok:

Savruk Yazılar 003 (13 Temmuz Datça- Mesudiye Yangını)

Kask, power bank, su, kumanya, sağlık çantası, kafa feneri…   Yanmaz eldiven, yanmaz gözlük, yanmaz pantolon, yanmaz ayakkabı… Hop orada dur...