18 Aralık 2015 Cuma

Bilal Karaman'dan müziğin 'Bahane'si

Erkan Oğur'dan Doğan Canku'ya birçok farklı gitaristle birlikte çalışan Bilal Karaman, 'Bahane' isimli ilk solo çalışmasını önümüzdeki günlerde yayınlayacak. Albüm, türkü düzenlemelerinden deneysel müziğe renkli bir karma olacak.

Bilal Karaman, Bilgi Üniversitesi mezunu yeni kuşak caz müzisyenlerinden. Doğan Canku'dan Önder Focan'a, Donovan Mixon'dan Erkan Oğur'a birçok müzisyenle çalışarak, gitar tekniğini geliştiren Karaman, Aydın Esen'le de armoni ve doğaçlama çalışmış. Tam da bu sebeple Bilal Karaman'ın elindeki enstrümanı zaman zaman başka bir enstrümana benzetebilirsiniz. Çünkü o türkü çalarken farklı, caz çalarken farklı bir tavrı sergiliyor. Yurtdışı ve yurtiçi konserlerine devam eden Karaman, haftanın farklı günlerinde farklı müzisyenlere çalmaya devam ediyor. Sanatçıyla, yakın zamanda çıkacak albümü 'Bahane'yi konuştuk.
 Gitara nasıl başladınız? Gitar çalmaya 11 yaşında ağabeyimle beraber başladım. Eniştem çelik telli, çalması zor bir akustik gitar hediye etmişti bize, 'Samanyolu'nun ilk beş notasını çalmıştı. Sonra geri kalanını biz çıkarmıştık. Gitarda ilk çaldığım parça oydu. Ailede fazla müzik merakı ve müzisyen olmadığından biz kendi kendimize takılıyorduk. 2-3 sene sadece o gitarı çaldık. Zamanla telleri kopmaya başladı! Ardından ilk elektrogitarımız alınmıştı. Artık metal türünde şarkılar çalıyorduk.

- Albümden biraz bahseder misiniz?  Albümde 6 tane kendi bestem ve 2 tane düzenlemem var. 99 yılında Bilgi Üniversitesi'ne girmek için okula yolladığım beste de var, albümü kaydetmeden 6 ay önce yazdığım parça da. Hepsi ayrı bir dönemi ve duyguyu tek bir hikayede anlatıyor. Karmaşık ruh halimi mümkün olan en yalın haliyle herkesin anlayabileceği bir dilde sunmaya çalıştım.

- Albüme kimler eşlik etti?  
Kontrbasta Harvie S., piyanoda Burak Bedikyan, davulda Monika Bulanda ana ekipti. Beraber Marşandiz Stüdyoları'nda 4 saat içerisinde 8 parça kaydettik. Daha önce iki prova yapabilmiştik kayıt günü hiçbir şeye fırsat olmadı sadece girip her parçayı birkaç kez çaldık. Daha sonra Ses Stüdyoları'nda bazı parçalara ilaveler yaptım, Humam Alsayid ses, İzzet Kızıl perküsyon, Gürkan Özkan tabla ve benim evde kaydettiğim Serdar Pazarcıoğlu keman çaldı. Bu birbirinden farklı ve harika müzisyenler de tıpkı çaldığımız parçalar gibi ayrı dönemleri ve duyguları tek bir hikayede anlattı. Albümde yer alan müzisyenlerin hepsi kariyerlerinde bambaşka müzikal disiplinlere sahip. Onları ortak bir kesişme noktasında buluşturabilmek oldukça zor bir deneyimdi. Umarım başarılı olmuşumdur.

Müzik bahane olabiliyor
- Müziğin 'Bahane'si olur mu?Müziğin bahanesi olmuyor da müzik genelde bahane olabiliyor. Amaç değil de salt araç olarak yapılan müzik, insanların bu hayata biraz daha tutunabilmeleri veya sürekli büyüyen aşırı gelişmiş egolarını besleyebilmeleri için bir bahane oluyor. Esas amaç müzik yapmak olduğu zaman da onun için bahaneleriniz olabiliyor. Beste yapmak, grup kurmak, albüm yapmak gibi...

- İyi bir müzisyen nasıl olur?Bence müzisyen beste yaparken, bir bilim adamı gibi hesaplar yapıp, düşünüp, formüle edebilmeli. Bir aşçı gibi, elinde farklı tatlar dahi olsa onları iyi füzyon edebilmeli. Bir tarihçi gibi, en azından müzik tarihi bilmeli ki yaptığı besteyi önce kendi eleştirebilsin. Her şeyden önemlisi binlerce kilometre yürüyen Tibetli hacı adayları kadar inançlı bir şekilde o besteyi icra etmeli.

Hissettiğim gibi çalıyorum
'Ben sadece hissettiğim gibi çalıyorum. Diğer herkes gibi benim müziğim de yoktan var olmadı. Var olanların bir karışımı olarak ortaya çıkıyor. Bu karışım olasılıkları ve denklemleri sonsuz olduğu gibi yeteneği olan herkesin kendine has farklı bir tavra sahip olabileceğini düşünüyorum.'


2011, Akşam

Hiç yorum yok:

Savruk Yazılar 003 (13 Temmuz Datça- Mesudiye Yangını)

Kask, power bank, su, kumanya, sağlık çantası, kafa feneri…   Yanmaz eldiven, yanmaz gözlük, yanmaz pantolon, yanmaz ayakkabı… Hop orada dur...