17 Nisan 2020 Cuma

Müzikle iyileşiyoruz no. 29

Ahmet Asatekin (Datça Fotoğraf Topluluğu)
Hepimiz sıradan hayatlar yaşayan, sıradan kişileriz ama değişiğiz bir yandan. Sabahları artık genellikle geç kalkıyor, portakal sularımızı masamızdan eksik etmiyor, vitamin takviyelerimizi sıraya diziyoruz. Şişmanlattığını bile bile her türlü hamur işi tarifini denemekten çekinmiyor hatta artık kendi ekmeklerimizi yapıyoruz. 

Henüz en iyi dostumuzu aynalar yapmadıysak bugünden tezi yok yapmamızda fayda var. Bir can dost demişti “Her sabah aynaya bakıp ne kadar güzel olduğunu gör ve söyle kendine” diye.  Bırakalım aynalar söylesin biz dinleyelim, konuşulanlarsa güzellikler olsun. 

Öğleden sonraki telefon konuşmalarınız sizin de arttı mı? Yakın arkadaşların aramalarının dışında hiç aklımıza gelemeyen kişilerin aradığı olmuyor mu sizi? Geçen haftaları, ayları biraz da Covid-19 ile baş etme yöntemlerini, hayatta nasıl kalacağımızı konuşmuyor muyuz? Keşke geçen akşam neler olduğunun dedikodusu yapabilseydik çok da geçmiş olamayan bir zamanda yaptığımız gibi. Buluşup bir yerde oturamıyoruz ama artık Zoom, Instagram ve Facetime var ya, hâlâ karşılıklı kahve içebiliyoruz. Buna da şükür.


Haftanın yedi akşamı yedi ayrı ortamda takılamıyor, yedi ayrı kişiyle mesafeli de olsa sosyalleşemiyor, “Sağlık olsun” diyoruz. Her türlü sosyal medya aracıyla rakı sofralarımızı kuruyor, şaraplarımızı uzaktan da olsa tokuşturuyoruz. Canlı yayınları izliyor, hatta konserleri bile takip ediyoruz. 

Pek şık değiliz sanki bu aralar. Eşofman, pijama, terlik mode on ;). Markete, bakkala, manava, kasaba giderken bile değiştirmediğimiz üstümüzle paspallığımız dillere pelesenk olmuş bile olabilir.
Bugün değişik bir şey yapıp süslenelim, takıp takıştıralım ve aynaya bir de öyle bakalım. Hatta bakkala, çakkala da öyle gidelim. Belki fark yaratırız. Ne de olsa gece yatarken gerçek yüzümüz (maskesiz) ve geceliğimiz/pijamamızla hepimiz en doğal halimizle kendimiz oluyoruz zaten. 

İçimizde yalnız olanlar vardır elbette. Dayanamayıp yalnızlığa hemen uyuyanlar. Yalnız değilsiniz dostlar. Hiçbirimiz yalnız değiliz. Kitaplar, diziler, filmler, tiyatro oyunları, konserler hepsi var. En çok da müzik. Bir telefon uzaklığında dostlar, arkadaşlar…

Şarkıyı bilenler kör göze parmak cümlelerimle “Şık Latife”yi (1974) bugünün şarkı önerisine eklediğimi anlamıştır. Bugünlerde biraz dönüştürülmüş halde Şık Latife gibi olmak lazım herhalde… Belki yakında bilmem kaç D gerçeklikte buluşuruz, kim bilir? Ya da belki bilmem kaç D gerçeklik bizi yaratmış, hologram olarak dünyaya gelmiş ve başkalarını yansımasıyken tıpkı onlar gibi pandemi krizi yaşamış ve kendi sanal gerçekliğimizi yaratmaktayızdır. 

Ne olursa olsun, aynaya bakın, bırakın onlar konuşsun ve güzelliklerden bahsetsin. 

Umut aynaların anlattığı güzelliklerde. 


Şık Latife

Şık Latife de kişinin teki
Senin gibi, benim gibi
Ancak şık Latife değişik biri
Sabahları genellikle geç kalkar
Portakal suyu içer
Ekmek yememesini öğütlemişler, şişmanlarmış
Şık Latife'nin en iyi dostu aynalar
Aynalar söyler hep o dinler
Konuşulanlarsa güzellikler
Öğleden sonra Nünü telefon eder
Geçen akşamlarını konuşurlar
Bazen buluşup bir yerde otururlar

Şık Latife haftanın yedi akşamı
Yedi kişiyle çıkar
Doğrusu şık kadındır şık Latife
Heryerde söylerler
Şık Latife sabaha karşı yatar
Boyası temizlenmiş gerçek yüzü
Ve bir geceliğiyle Latife'dir artık
Latife, dayanamaz yalnızlığa
Hemen uyur, hemen uyur
Hemen uyur, hemen uyur
Hemen uyur

Hiç yorum yok:

Savruk Yazılar 003 (13 Temmuz Datça- Mesudiye Yangını)

Kask, power bank, su, kumanya, sağlık çantası, kafa feneri…   Yanmaz eldiven, yanmaz gözlük, yanmaz pantolon, yanmaz ayakkabı… Hop orada dur...