24 Nisan 2020 Cuma

Müzikle iyileşiyoruz no. 36

Her günü birbirinin aynı olmakla suçlamaya başladık mı? O zaman şahane! Düşünsenize bi pandemi günlerinden önce de hayatımızda her gün bir önceki günün tekrarı gibi değil miydi? Şimdi o birbirinin aynı olan günleri evlerimizde geçiriyoruz. 

Geçtiğimiz günlerde Pınar Öğünç'ün "Nasıl olayım, deliriyorum tabii ki" yazısını okumazdan az evvel, ikili ilişkiler ve evdeki organizasyonun yine kadınların sırtına yüklenmesiyle ilgili yazsam mı diye düşünüyordum. Araya başka konular girdi. Evden çalışmak zorunda olan kadınların işlerinin daha zor olduğunu o kadar iyi biliyorum ki... 

Yıllarım böyle geçti. 

Eşler her ne kadar ev işlerinde başarılı da olsa kadınların bütün o işleri organize etmek konusundaki yetisine ulaşamıyorlar. 

Kadın evde ev işi yapmıyorken bile kafasının içinde taşıdığı ve nenelerinden getirdiği bilinçdışı ev işi düşünme yeteneği ile güne 1-0 mağlup başlıyor. Bir de çalışan anne iseniz o mağlubiyet 3-0'a kadar ulaşabiliyor. 

Tezimi, kitabımı yazarken de, dergi işi, organizasyon işleri yaparken de bir yandan ev işlerini düşünüyor bir yandan da oğlumun bakımıyla ilgileniyordum (hakkını yemeyeyim yardımcılarım çoktu). Bütün gün bilgisayarın başında çalışmak zorundaydım ama ben pişirmeyecek olsam bile öğlen ne yiyeceğimize, akşama ne pişirileceğine karar verme kısmı için otorite olarak görülmekten sıkılmıştım. Yıkanması gereken çamaşır, bulaşık yetişmesi gereken işin başına oturmamam için bahane falan da değildi ayrıca...

Gel gelelim bugüne, ilişkilerin çatırdadığı aynı evin içinde neredeyse bir buçuk aydır kalakalmış ve işini gücünü de evden yürüten beyaz yakalı bir orta sınıf var. Bunların önemli bir kısmı da kadın ve hatta anne. Erkekleri yermek istemiyorum ama size kadınlar arasındaki bir sırrı da vermeden edemeyeceğim: Erkeklerde empati yeteneği yok! Douglas Adam'ın "Otostopçunun Galaksi Rehberi"nde bahsettiği "empati silahı" bulunana kadar da bu yetenekleri gelişmeyecek. Dolayısıyla "Anla artık be adam" diye bağırmalarımız da, çırpınmalarımız da sessiz kalışlarımız da hiçbir işe yaramıyor! Erkeklere kızsak da bizim onları anladığımız kadar onların bizi anlamasını beklemek de büyük haksızlık. 

Belli ki bu süreçten sonra artık ikili ilişkilerimiz de aynı olmayacak. Çözüm olarak kimseye dişini sıkmasını söyleyemem, söylenmez de zaten. Ama ev içindeki şiddeti azaltmazsak filler tepişirken olan çimenlere olacaktır. 

Lütfen beyler organize edemiyor, empati kuramıyorsanız en azından azıcık kenara çekilin de yenilenen  sistemde yerimizi kendimiz belirleyelim. Sizin yarattığınızla bu işin olmadığını yüzyıllardır tecrübe ediyoruz zaten.  

Bugün de böyle...

Umut "eteğin altında"! 



Burçak Tarlası

Sabahtan kalktım da ezan sesi var,
Ezan da sesi değil(yar yar), burçak yası var.
Bakın şu deyyusun kaç tarlası var.
Aman da kızlar ne zor imiş burçak yolması
Burçak tarlasında yar yar gelin olması.
Eğdirme fesini yavrum, kalkar giderim
Evini başına (yar yar) yıkar da giderim.
Elimi salladım değdi dikene
İnkisar eyledim (yar yar), burçak ekene.
İlahi kaynana, ömrün tükene.
Aman da kızlar ne zor imiş burçak yolması
Burçak tarlasında yar yar gelin olması.
Eğdirme fesini yavrum, kalkar giderim
Evini başına (yar yar) yıkar da giderim.




2 yorum:

Adsız dedi ki...

Empati... Evet eksik olan bu. Her daim kendilerinin çok iş yaptığını düşünüp karşısındakinin bir işe yaramadığını düşün-dürt-en empati yoksulluğu.
Ama esik birşey var, bu asla tek kişilk değil. Eşlerin cinsiyetine göre de değil, ilişkinin cinsiyetine göredir.

Özge Ç. Denizci dedi ki...

teşekkür ederim.

Savruk Yazılar 003 (13 Temmuz Datça- Mesudiye Yangını)

Kask, power bank, su, kumanya, sağlık çantası, kafa feneri…   Yanmaz eldiven, yanmaz gözlük, yanmaz pantolon, yanmaz ayakkabı… Hop orada dur...