18 Aralık 2015 Cuma

Müziğin dijital değişimi



Müzik dünyası da her şey gibi birçok değişimi birden yaşadı ve halen de yaşamaya devam ediyor. Anneannelerimiz ve onların ebeveynleri kocaman gramofonlardan müzik dinlerken, bir kısmımız yeniden moda olan plak teknolojisine zamanında yetiştik. Walkmanlarımızın yerini CD playerlar yani discmanler aldı ve onlar da hızlı bir biçimde ortadan kayboldu. Müzik dinlerken en çok kullandığımız formatın MP3 olduğunu bilmeyen yoktur herhalde.  




Aslında ne müzik ne de müzikle ilgili gelişmeler gördüğümüz kadar basit değil. Dünyada iyi müzik grupları dijital sistemleri bırakıp analog sistemlerde kayıt yapmaya başladı bile. “Eski” denilen sistem aslında en yeni sistem.  Bu sistemle müziği sanki o anda çalınıyormuş gibi dinleyebiliyoruz. Bu sistemle kaydedilmiş müzikler kalıcılıklarını hep koruyacaklar.  Ama bu sistemle şarkıları kaydetmek maliyetli olduğu için çoğu plak şirketi, ‘üret, yap, tüket’ mantığıyla yapılan işlere daha fazla imza atıyor. Şimdi yavaş yavaş Türkiye’de de değeri anlaşılmaya başlayan analog sistemle yapılan kayıtlarda bas gitarın sesi birazcık daha anlaşılır. Bu sistemde kaydedilmiş bir albümü dinledikten sonra telefon kulaklıklarınızı takıp dijital bir sistemle kaydedildiği için mini minnacık kalmış, dijital verileri dinlemek nasıl mümkün olur bilemiyoruz. 

Fraunhofer-Institute tarafından geliştirilmiş MP3, aslında sıkıştırılmış ses biçimi ve bu biçimde kaydedilen seslere verilen isim.  Bu sistemde sesler tamamen sayısal veriler gibi. Acımasız olmayalım. MP3 teknolojisi kalitesinde kayıp olmadan sıkıştırmaya imkân tanır. Yüzyılın müzik alanındaki en çok kullanılan ve tüketilen sistemlerinden oldu.

Temelleri 1937’de atılan dijital ses teknolojisi ilk başta şifreli telefon görüşmelerini çözmek için kullanılan bir sistemmiş. Daha sonra 1960’larda bu sistem halka açık hatlarda da kullanılmaya başlamış. Yani bu teknoloji o kadar da yeni bir teknoloji olmasa da yaygın bir teknoloji. 1990’ların başından itibaren yaygınlaşmaya başlayan bu sistem aslında 1980’lerde teknoloji diyince aklımıza gelen Sony ve Philips tarafından üretilmişti.  Hepimizin yakından tanıdığı ve MP3 playerlarımızda ya da bilgisayarlarımızda müzik dinlemediğimizde kullandığımız ve müzik mağazalarından halen satın aldığımız Copact Disc sistemi  aslında ses kayıtlarını dinleyiciye ulaştığı en temiz sistem olarak biliniyor.

iPod teknolojisi, Mp3 playerlar, ses kayıt cihazlarının yaygın kullanımı elbette müzik hakkında pek çok durumu değiştirdi ve değiştirmeye de devam ediyor. Üstelik çoğumuzun kullandığı telefon, aynı zamanda müzik çalar. Hepimiz müziği dijital ortamlardan dinliyoruz ve dinlemeye de devam edeceğiz.

Last FM’den Fizy’e

Internet ortamından da Fizy gibi internet siteleri sayesinde müzik dinlemek çok kolaylaştı. Albüm satın alan bir kısmımız da artık almaz olduk ve albümler sadece müzisyenlerin imzası gibi oldu. Yani onlar bu albümlerle “ben de müzisyenim, albümüm var” diyorlar.

Öte yandan 100 milyonuncu hesabı 6 Ağustos 2006’da açılan Myspace, 2002 yılından beri var olan ve sürekli gelişim içinde olan Last fm, hemen her şarkıyı bulabildiğimiz Fizy.com gibi internet siteleri müziğin dolaşımına izin v

eriyor. Onlar izin verseler de telif haklarından sorumlu kuruluşlar, daha önce olduğu gibi bu sitelerin yasaklanabileceğini ve hatta müziğin susabileceğini söylüyorlar. Çünkü telifler ciddi sıkıntı.  Daha önce MÜYAP’ın başvurusuyla kapatılan Lastfm ve Myspace’e erişim yasaklanmıştı. Ama bu en çok müzisyenleri kızdırmıştı. Albüm yapmayan müzisyenler parçalarını oraya koyuyor ve kendi lansmanını bu şekilde yapıyordu. Ayrıca, bu konuyla birlikte, her gün bir yenisi yayın hayatına başlayan internet radyoları için de yakın zamanda teliflerden gelen sıkıntılar söz konusu olacak gibi görünüyor.  Bu sistemler bir süre daha kullanılacak gibi görünüyor. Yani Last fm’de sürekli yenilenen bir veri tabanı sayesinde kullanıcılar dinledikleri şarkılarla hem profillerini oluşturmaya hem de internet erişimi olan herhangi bir yerden depoladıkları şarkıları dinleye devam edebilecek. Fizy sayesinde yine 50’nin üstünde farklı sunucudan veri sağlanacak, aranan şarkıların akla gelmeyen yorumlarına bile ulaşmak yine mümkün olacak. Internetten erişim kolay evet ama yine de gerçekten müzik dinlemek için analog kayıtlara ihtiyaç duyacağız.

Dijital çıktı mertlik bozuldu

Günümüzde artık herkes albüm yapabilir. Öyle sistemler var ki siz şarkıyı söylemeseniz de size başarılı bir biçimde şarkı söyletiyor. Bunlardan biri Melodyne. Detone savar olarak bilinen Melodyne, prodüksiyon şirketlerinin çoğu için vazgeçilmez. Şarkı söyleyenin imdadına yetişen sistem, şarkıcının çıkamadığı ya da detone olduğu seslerde yardımcı oluyor. Tabii ki suni bir ses olduğu çok belli olduğu için aslında iyi bir müzik dinleyicisinin çok kolay ayırt edebileceği bir dijital sistem. Melodyne gibi daha birçok sistem bulmak mümkün.

2010, Akşam

Hiç yorum yok:

Savruk Yazılar 003 (13 Temmuz Datça- Mesudiye Yangını)

Kask, power bank, su, kumanya, sağlık çantası, kafa feneri…   Yanmaz eldiven, yanmaz gözlük, yanmaz pantolon, yanmaz ayakkabı… Hop orada dur...